28 Ekim 2021 Perşembe

Rantlar ve saltanatlar bitirilsin. İcraat bekliyoruz.

 Rantlar ve saltanatlar bitirilsin. İcraat bekliyoruz.

Veysi ERKEN

Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın samimiyetinden hiç şüphe etmedim. Özellikle dış politika ve teknoloji konusundaki konuşmalarında ve uygulamalarında dobra dobra olduğunu biliyorum.

Kendisiyle hiçbir şahsi tanışıklığım ve görüşmüşlüğüm de yoktur. Hatta merhum Muhsin başkan ile yol ve siyaset arkadaşlığımız sebebiyle yollarımız hiç kesişmedi.

Konuşmalarını ve icraatlarını takip ediyorum. Türkiye’ye maddi boyutta kazandırılan az değildir. Manevi anlamda ise geçmişten tevarüs edilen düzen sebebiyle tahribat çoktur.

Özellikle bazı alanlarda adaletten tamamen uzaklaşıldığını görüyoruz.

Bazı kesimlere sağlanan imtiyazlar adalet duygusunu ve gelir dağılımını çıkmaza sokmuş ve duyguların zayıflamasına vesile olmuş ve olmaya devam etmektedir.

Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan samimidir. Ama bizim beklediğimiz sadece samimiyet değildir.

İcraattır. Etrafını saran ve adaletsizliklere yol açan yapıdan kendini ve ülkeye kurtarması gerekir.

Evet, biliyoruz ki, oligarşik yapı imtiyazlarından asla vazgeçmek istemez. Ama güven duygusunu ve heyecanı yeniden inşa edecek icraatı istiyorum, bekliyorum.

Mesela lojmanların, makam araçlarının, sosyal tesis adı altındaki yerlerin, birden fazla maka işgalinin, birden çok maaşların ve bürokratik dokunulmazlıkların bitirilmesi için icraat bekliyorum.

Yüz binlerce insanın öğrenim haklarından faydalanmasını engelleyen düzenlemeye karşı icraat bekliyorum. Sınavsız ve sınırsız üniversite ve okul hakkı istiyorum.

Yakınmaktan vazgeçelim.

Bu konuda yüzlerce yazı yazdım.

En iyisi daha önce iktibas ettiğim bir yazıyı tekrar edeyim. Ve sözü merhum M. Şevket Eygi beye bırakalım.

Merhum M. Şevket Eygi, “Mutlu ve putlu azınlık, rantlardan ve nimetlerden asla vazgeçmez”, http://www.milligazete.com.tr/makale/mutlu-ve-putlu-azinlik-rantlardan-ve-nimetlerden-asla-vazgecmez-191002.htm başlığı ile kaleme aldığı yazısında:

Şu hususa dikkat buyurmanızı istirham ediyorum: Ülkemizdeki Sabataycılar, çeşitli Kriptolar, Kemalizm dininin Brehmen kastı kesinlikle imtiyazlarından, üstünlüklerinden, rejimin kendilerine sağladığı rantlardan ve nimetlerden vazgeçmeyeceklerdir. Bu hususta kimse boş hayallere kapılmasın.
Hindistan'da Mecusîlerin kast sistemi var da, bizdeki vesayet rejiminin kast sistemi yok mudur? Yok diyenler yalan söylemiş olurlar.
Çocukluğumda bayramlarda sokaklara, meydanlara, üzerlerinde "İmtiyazsız Sınıfsız bir Halkız" yazılı büyük bez ilanlar asarlardı. Yalandı. Halk tahta sıralı üçüncü mevkî vagonlarda seyahat ederken Millî Şef, meşhur "Beyaz treni" ile geziyordu.
Dünyanın hiçbir yerinde nimetler ve rantlar eşit şekilde paylaşılmaz. Bu sahada mutlak eşitlik yoktur. Olması gereken eşitlik değil, adalettir. Bizde bu adalet de yoktur.
Türkiye'nin millî geliri, vatandaşları arasında adil şekilde paylaştırılamıyor. Bugünkü düzen veya sistem buna müsait değildir.
İslam'ın, sosyal adaleti sağlamak için zekât ve sadaka (yardım, hayır hasenat) kurumu vardır. Biz Müslümanlar bunu işletemiyoruz. Zekât ve sadakaların öncelikle Ümmet-i Muhammedin fakirlerine, miskinlerine verilmesi gerekir, biz veremiyoruz.
Gelelim Türkiye'deki Beyaz mı dersiniz, Pembe mi, mutlu ve putlu azınlığa, onlar millî gelirin hak ettiğinden çok fazlasını ganimet olarak almaktadır.

Milyonlarca vatandaş, milyonlarca aile 500, 750 lira gibi mütevazı gelirlerle yaşamaya çalışırken, mutlu ve putlu azınlık akıl almaz bütçelere sahiptir. Boğaz'da bir porsiyon balığı 500 liraya satan, süper veya hiper lüks lokantalar varmış... Yüksek zamparalar, kibar bir fahişeye bir gecede 10 bin dolar ödüyorlarmış... Zenginler, milyonlarca liralık lüks otomobillere biniyorlarmış... 750 metrekarelik tripleks villalar milyonlara satılıyormuş... Onlar bu nimetlerden, bu rantlardan asla vazgeçmezler, asla feragat etmezler.
Onların edebiyatına bakınız: Halk cahil... Halk beyinsiz... Halk karnını kaşıyor... Bu halk ülkeyi İslamî faşizme götürür...
Statükocu mutlu ve putlu azınlık ne istiyor?
Bugünkü gayr-i adil, çarpık, bozuk, sapık düzen ve sistem devam etsin.
İslam ve Müslümanlar saf harici bırakılsın, resmî ideoloji din gibi benimsensin.
Gerçek demokrasi olmasın, vesayet demokrasisi olsun.
Tam ve gerçek din ve inanç hürriyeti olmasın, uygun görüldüğü kadar olsun.
Müslümanların, bağımsız bir dinî cemaat sistemi olmasın.
Müslümanlar, başlarına İslamî bir Reis, bir İmam-ı Kebir, bir Emirülmüminin seçip ona biat ve itaat edemesinler.
Hukukun, insan haklarının, demokrasinin, millî iradenin üstünde resmî ideoloji olsun.
Devletin, ülkenin, halkın hakkı olan nimetlerin çok büyük bir kısmı putlu ve mutlu azınlığa verilsin.
Çoğunluğu oluşturan Müslümanların, kendi eğitim teşkilatı ve üniversiteleri olmasın.
Onlar, bozuk sistem ve düzenlerini ayakta tutmak için her şeyi yapabilirler.
Kemalist vesayet sistemini ayakta tutmak için darbe yapmak mubahtır.
Halkın temel ve evrensel hak ve hürriyetlerini kısıtlamak ve çiğnemek mubahtır...
Mutlu ve putlu azınlık gözü karadır,
Onlar son derece cesurdur,
Son derece acımasız ve amansızdır,
Onların yapmayacağı yoktur.
Bu yazımı okurlar mı bilmiyorum, yatakta uyuyanlara, ayakta uyuyanlara, yürürken uyuyanlara, merdiven iner veya çıkarken uyuyanlara, velhasıl günde yirmi dört saat uykuda ve uyanıklıkta uyuyanlara seslenmek istiyorum:
Uyanmazsanız, uyanık olmazsanız, haliniz dumandır. Vesayetçilerin, Beyaz azınlığın Brehmenlerinin ellerine hele bir fırsat geçsin Müslüman halkın canına okuyacaklardır” demektedir.

Sayın Başkan biliyoruz adı sıfatı ne olursa olsun imtiyazlılar imtiyazlardan ve ranttan vazgeçmek istemiyorlar.

Ama lütfen etrafınızdakilerini, kabine arkadaşlarınızı ve vekilleri ikna edin. Halk sizlerden sadece samimiyet değil icraat bekliyor. Adaleti sağlayın ve imtiyazları bitirin.

Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?