4 Mart 2024 Pazartesi

Türkiye’de nüfus artışı neredeyse durdu

 Türkiye’de nüfus artışı neredeyse durdu*

Veysi ERKEN Dr.

İşte felaket haberlerinden biri.

*“2023 sonu itibarıyla Türkiye’de ikamet eden kişi sayısı bir önceki yıla göre sadece 92 bin 824 kişi artarak 85 milyon 372 bin kişi oldu.

Türkiye’de yıllık nüfus artış hızı 2022 yılında binde 7,1 iken, 2023 yılında binde 1,1 olarak kayda geçti.

Türkiye’de nüfus artışı 2022 yılında AB ortalamasının üstündeydi ancak bu keskin düşüşün ardından 2023 yılında ortalamanın altına düşmesi söz konusu. Türkiye’de doğurganlık hızı da kademeli şekilde düşüyor.

https://tr.euronews.com/2024/03/01/turkiyede-nufus-artisi-neredeyse-durdu-nufus-artisi-ve-dogurganlik-hizinda-avrupada-durum-

“Bu konuda Onlarca yazı yazdım. Sesimiz duyulmuyor.

Güya bakanlık kurduk.

Aile bakanlığı.

Aileyi ve değerlerini korumak için.

Nafile.

Son nüfus istatistikleri açıklandı.

Felaket artıyor. Yıkım çoğalıyor, aileler yok oluyor.

Gören duyan ve tedbir alan yok.

Evet.

Türkiye’yi büyük bir nüfus krizi bekliyor.  Hem nitelik hem de nicelik olarak.

Nüfus krizi hem nitelik hem nicelik olarak kapımızdadır.

Maddi ve teknolojik gelişmeler iyidir, yatırımlar, yollar, köprüler, hastaneler yapılıyor.

Bunlar güzeldir.

İyi gitmeyen hatta gittikçe kötüleşen ise ülkenin manevi boyutu, nitelik kaybı, nicelik azalış ve ailenin çökmesi, çöktürülmesi konusudur.

İslam’dan uzaklaşmalar, uzaklaştırmalar arttıkça, manevi hayat çöktükçe, çökertildikçe aileler dağılıyor, ülkesini seven, vatanı için savaşmayı düşünenlerin sayısı azalıyor, boşanmalar artıyor, evlilikler azalıyor, doğurganlık sıkıntılı bir hal alıyor, doğan çocuk sayısı azalıyor, şiddet ve cinayetler artıyor.

Evet.

Manevi hayat bitirildikçe, İslamsızlaştırma arttıkça Allah nimetini kesiyor ülke ve devlet yıkılışa doğru hızla yaklaşıyor. Yıkılış ve dağılış heyelana ve çığa dönüşüyor.

Hem tarihimizden hem de günümüzden ibret almıyoruz.

Batı/ batıl ülkelerin ve düzenlerinin içine debelendikleri derekeden ibret almıyoruz. Hala nüfusumuzu “aile planlaması” adı altında faaliyet gösteren iblisler şekillendiriyor, medya ile teşvik ediliyor, aile paramparça ediliyor.  Nüfus ve aile nitelik ve nicelik bakımından ihmal etmeye, azaltmaya ve yokluğa sürüklemeye çalışılıyor.

Bunun misalleri çoktur.

Esasında sadece son istatistikler aklımızı başımıza almamıza yetmelidir diyorum.

Ama baş kalmadı.

Yetkili olduğunu düşündüğümüz başlar derin uykuda, narkozlaşmış.

Etkililer, yetkililer ve sorumlular “lâl” kesilmiş durumda.

Lafı uzatmaya gerek yok.

Sizce son istatistiklerden, yazılanlardan, arş-ı alaya yükselen feryatlardan ve yaşananlardan ibret alıp kendimize, maneviyatımıza, İslami inancımıza ve huzurumuza dönecek miyiz?

Görünen manzara dipdiri meyyitler kalmaya devam edeceğimiz şeklindedir.

Çünkü etkili, yetki ve yöneticilerin bu konuyu tefekkür etmeye niyetleri, kararları ve icraatları yok, düzelmeye ve yeniden İslam’la İslâmlaşmaya niyetleri hiç yok.

Batıllaşmak, batıllaştırmak ve aile ile birlikte milleti yok etmek için gayret çok.

Hani derler ya.

“Niyet hayır, akıbet hayır”

Hayırlı niyet yok ki, akıbet hayr olsun.

İstatistikler bunu gösteriyor.

Ve “Türkiye’de nüfus artışı neredeyse durdu”

Selam ve Sabırla…04.03.2024

 

 

Küresel Siyonizm Yok edilmelidir

 Küresel Siyonizm Yok edilmelidir

Veysi ERKEN Dr.

Küresel Siyonizm (Yahudi ve Hıristiyan) durdurulamaz ve yok edilemezse Gazze’de olduğu gibi dünyayı yok edecek.

Siyonizm insanı ihya peşinde değil, yok etme peşindedir.

Her şeyi yok etme.

Bir(leş) miş milletler çatısı altında kurulan, dünya çapında yaygınlaştırılan şirketler, kripto yatırımlar, sosyal medya mecraları hep insanlığı yok etme amacını gütmektedir.

Bunun en belirgin yönü “arz-ı mev’ud”u kutsallaştıran, Siyonistleri seçkin ve seçilmiş kabul eden çetenin ve onun uzantısı olan evangelistlerin Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Afrika’da, Güney Amerika’da yürüttüklerin soykırım ve işgallerdir.

Onun için diyorum ki, artık söz bitmiştir.

Şimdi Siyonist terörünü durdurma zamanıdır.

Konuşulmamalıdır artık.

Diplomasi falan bitmiştir.

Boykot sürdürülmeli ve ordular harekete geçmelidir.

22 yıl önce bu Evrensel Kraliyeti amaç edinen ve Evrensel Terör üreticisi olan çete ile ilgili şunu yazmıştım.

“Günümüzün dünyasında “evrensel terör” vardır. Bu terörün müsebbipleri Tapınak Şövalyeliğini devam ettiren ve bin yedi yüzlü yıllardan beri “yenidünya düzeni” peşinde koşan “Evrensel Kraliyetçiler”dir.

Mabet ve Loca” isimli eseri okuyanların hemen fark edebilecekleri bir durumdur evrensel terör.

Evrensel terörün arka planında “evrensel kraliyet” anlayışı yatar. Evrensel kraliyet peşinde olan bir avuç tapınakçı bütün dünya ülkelerinde maşaları vasıtasıyla insanlara kan kusturmaktalar.

Evrensel kraliyetin peşinde olanlar için her yol ve her eylem mubahtır. Amaçlarını gerçekleştirmek için her düzeni ve düzenbazlığı oluşturmaktan geri durmazlar. Son marifetleri “Küresel Komutanlık” hayaliyle ilgilidir. (Yeni Şafak 25.10.2001) Felsefeleri Makyavelist görüşe paraleldir. Kim bilir belki Makyavel de onlardan birisidir.

Evrensel kraliyet peşinde olan tapınakçılar her ülkede kendi çıkarlarını ve politikalarını koruyacak ve devam ettirecek piyonlar kullanırlar.

Nasibini almayan ülke yok gibidir.

Genel anlamda ülkelerde istihdam edilen piyonlar o ülkenin kültürüne ( İslam ülkelerinde İslam düşmanları) ve insanına yabancı olanlardan seçilir ve ona göre yetiştirilir.

Tapınakçıların kurdurdukları kolejlerden, üniversitelerden ve liselerden mezun olanlar arasından özenle seçilen piyonlar zamanı gelince yönetimde söz sahibi haline getirilmeye çalışılır.

Bunun farkına varamayan halk piyonları kendinden sayar ve onları yönetimde söz sahibi yapar.

İki asra yakın bir zamandan beri Küresel kraliyetçilerin himayesine mazhar olmuş ve Bilderberg toplantılarına katılmış kişilerin, sanayicilerin, tüccarların, rektörlerin bilinmesi Evrensel Kraliyetçilerin piyonlarını anlama ve deşifre etmek babında önemlidir.

Uluslar arası terörü ve teröristleri anlamak için terörle Evrensel Kraliyet arasındaki bağın bilinmesine bağlıdır. Bu bağı kuramayanlar mevzii olarak gerçekleşen hadiseleri (GAZZE GİBİ) doğru okumakta ve yorumlamakta zorlandıkları görülür.

Günümüzün dünyasında Evrensel Kraliyet anlayışında olanların sahip olduklar dev finans merkezleri ve bankaları vasıtasıyla her türlü terör eylemini gerçekleştirdikleri bir vakıadır. Para onlarda, silah onlarda, güç onlardadır.

Üstelik her ülkede piyon hazırdır.

Ülkeler Piyonlar tarafından merkez tapınağın emelleri ve hedefleri doğrultusunda yönlendirilir (Türkiye’deki duyarsızlık bunun bir misalidir).

Medya olarak bilinen iletişim vasıtaları yönlendirilmede ve kandırılmada en etkin silahtır. Beyinler onunla iğfal edilir. Zihinler onlarla alt-üst edilir.

Ülkelerin içine düştüğü girdabı ve yaşadığı kaosu çözmek tapınağın ve piyonların tanınması ve etkisizleştirilmesiyle mümkündür (İslam ülkelerinin başındaki piyonlar). Hadiseye kendi ülkemiz açısından baktığımızda insanımıza büyük görevlerin düştüğünü görmekteyiz.

İnsanımız büyük tapınağın emir kulları durumundaki piyonları hayatından çıkarmak mecburiyetindedir.

Peki bu piyonlar bilmek mümkün mü?

Elbette mümkün.

Malum mabet’in ve Bilderberg toplantılarının müdavimleri Oktay Sinanoğlu Beyin tabiriyle Tutiyi Garbiyyun(Batının Papağanları) Evrensel Kraliyet peşinde olan tapınağın piyonlarıdır.

Haydi, onları siyaseten hayatımızdan çıkarmaya.15.02.2002” Birkaç kelime değiştirilmiştir.

Selam ve Sabırla... 04.03.2024