14 Ekim 2010 Perşembe

Firavunlaşmak, Karunlaşmak, Bel’amlaşmak

Firavunlaşmak, Karunlaşmak, Bel’amlaşmak*

Veysi ERKEN

Siyaset ıstılahları arasına üç kavram girdi. Firavunlaşmak, Karunlaşmak, Bel’amlaşmak.

Bu üç kavram üç figürle ilgili. Firavunlaşmak yönetme tarzını, Karunlaşmak haksız zenginleşmeyi, Bel’amlaşmak ise dünyevî çıkar ve menfaatler için Firavunlaşanların hoşuna gidecek tarzda görüş beyan etmeği ifade eder.

Gerçekten de ülkemizin politik arenasında bu üç figürün davranışını sergileyen müptezellerin sayısı az değilidir.

Yönetilenleri hiçe sayan darbecileri, cuntacıları, onların devrinde servetlerine servet katan işbirlikçi ve yağdanlıkları gördükçe Bel’amları da hatırlıyoruz.

Bu lanetli yapıyı tasavvur babında toplumumuzda “fetva ile çaldılar, besmele ile yediler” ifadesi yaygınlık kazanmış durumdadır.

Üzülerek ifade etmek durumundayız ki, Firavunlaşmak, Karunlaşmak ve Bel’amlaşmak sadece büyük yapılarda değil, küçük yapılarda da karşımıza çıkmaktadır.

Toplumun bütünlüğünü tahrip eden, devletleri çökerten ve mezarlıklara sokan bu yapıdan kurtulmak mümkün mü?

Elbette ki, mümkün.

Eğer ki, insanımızın gönlüne hududullah dairesindeki özgürlüğü nakşedebilirsek bahsi geçen tavırlar azalır.

Bize göre “derviş siyaseti” ile firavunlaşmanın, Karunlaşmanın ve bel’amlaşmanın önüne geçilebilir.

Selam ve Sabırla…..

· İlgili birkaç ayet.

" Bel’amlaşmakla

Onlara ayetlerimizi verdiğimiz kimsenin haberini de oku, bu kimse, kendisini onlardan sıyırıp çıkarmıştı, bunun üzerine şeytanda onu peşine takmış ve böylece azgınlardan olmuştu. Eğer dileseydik o ayetlerle onu yükseltirdik, fakat o dünyalığa meyletmiş, heva ve hevesine kapılmıştı. Tıpkı köpek gibi üzerine varsan da dilini çıkarıp solur, onu bıraksan da dilini çıkarıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kimselerin durumu budur. Bu kıssayı anlat belki düşünüp ibret alırlar.

(A'raf:175, 176)”

“Firavunlaşmakla

3:11 - Gidişatları, Firavun soyunun ve daha öncekilerin gidişatı gibidir. Onlar, âyetlerimizi yalan saymışlardı. Bunun üzerine Allah da onları işledikleri günahlar yüzünden yakalayıp alaşağı etti. Allah, cezası çetin olandır.

- "Âlemlerin Rabbine iman ettik." dediler.

7:122 - "Musa'nın ve Harun'un Rabbine."

7:123 - Firavun: "Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!" dedi. "Şüphesiz bu bir hiledir, siz bunu şehirde kurmuşsunuz, yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksınız!"

7:124 - "Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, sonra da bilin ki, sizi astıracağım

Karunlaşmak

28/76 Karun, Musa'nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona demişti ki: "Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez

28/77 Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.

28/78 Karun ise: "O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi." demiştir. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helak etmişti. Günahkarlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?