3 Şubat 2011 Perşembe

Kim Kucağa Oturacak

Kim Kucağa Oturacak

Veysi ERKEN

CHP’nin adında “halk” kelimesi olduğu halde hiçbir zaman halkla beraber olmamış bir partidir.

Bütün uygulamalarında “halk”a yabancı olmakla yetinmeyen CHP’liler “halk”a hakaret etmeyi marifet sanıyorlar herhalde.

Baksanıza iki unvan taşıyan bir zat “Kürtler”in kucaklarına oturacağından bahsediyor. Basına yansıyan ifadeler doğruysa başta Kürtler olmak üzere bütün halk bu partiye haddini bildirmelidir.

İşte Hurşit Güneş’in basına yansıyan sözleri: "Kürtler sonuçta bize ilgi göstereceklerdir. Yeni politikalar geliştiriyoruz. Kürtler eninde sonunda bizim kucağımıza oturacaklar. http://www.yenisafak.com.tr/Politika/?t=03.02.2011&i=301231,03.02.11"

Bu sözler yutturulmalı. Özellikle İnsan Haklarından sorumlu olduğu ifade edilen Sezgin Tanrıkulu’na sesleniyorum.

Siz de bir Kürt’sünüz. Hakikat Komisyonu kurulmasını istiyorsunuz. Alınız size bir hakikat. Bu ifadeyi kullananları partinizden uzaklaştırınız.

Artık halkla barışınız. Halkın değerlerini ve inancını küçümsemeyiniz. Halkın değer ve inançlarına sizler de sahip olunuz.

Aksi takdirde bu halk kendini kucağa oturtmak isteyenleri siyaseten tarihten silecektir.

Yazıcıoğlu Suikastı Aydınlatılır mı?

DDK raporunun özeti açıklandı.

Bir kere daha görüldük ki, “sır” kavramı oldukça suikastların aydınlanması zor.

Komple bir komplo olan suikastın aydınlatılmasının zor olduğunu şu haber bile teyit etmeye yeter. “Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla Aralık 2009'da başlayan kozmik oda soruşturması bir yılı aşkın süredir devam ediyor. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1088355&title=kozmik-odaya-devlet-sirri-engeli-savcinin-200-yazisina-cevap-verilmedi, 03.02.11

Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı'nın, soruşturmayı yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'ye devlet sırrını öne sürerek belge vermediği belirtiliyor. İlgilileri uyaran ve zaman geçirmeden soruşturmayı aydınlatacak belgelerin gönderilmesini isteyen savcının, kurumların adli müşavirleriyle yazışmalar yaptığı öğrenildi. Genelkurmay ve bakanlıklara bugüne kadar 200'ün üzerinde yazı yazan Savcı Bilgili'nin, "Belge devlet sırrı ise suç ihtiva etmez. Soruşturmamızda devlet sırrı ile suç unsuru taşıyan belgeler ayırt edilecektir." dediği ifade ediliyor.”

Tabi ki, temennimiz faili malum her meçhulün açığa kavuşturulması ve suçluların bu dünyada da cezalarını bulmasıdır.

Firavunlar

Halk firavunları bir bir yerlerinden ediyormuş.

İlk bakışta doğru. Bin Ali’nin kaçması, Mübarek denilen mahlûkun kaçmaya hazırlanması güzel gelişmeler.

Ancak şu unutulmamalıdır ki, firavunluk sadece şahıslarda mücessem bir yönetme tarzı değildir. Firavunlaşma kurumlar ve kurullar marifetiyle de olabilir.

Umarım ki, yeryüzünün tamamında firavunluk sistemleri çökertilir. Bunun için halkın “aktif direniş ve proaktif hareket” içinde olması gerekir.

Mümkün mü?

Mümkündür.

Yeter ki, halk Allah’a dayansın.

Şair kurutuluş için “Allah’a dayan, Sa’ya sarıl, Hikmet’e râm ol.

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol”

Selam ve Sabırla…………..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?