15 Nisan 2011 Cuma

şkencecilerle hesaplaşma

İşkencecilerle hesaplaşma

Veysi ERKEN

Geçen hafta Mamak’taki işkenceleri konu alan “Mamak’ta 30 Gün” isimli kitabı tanıtmış idim. Gönüldaşlar bilir ki, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylamasında “eksik ama Evet” diyerek Anayasa değişiklik paketine “evet” dedim.

O günlerde ortak geçmişimiz olanlardan tepki aldık.

Ama yılmadık.

Anayasa değişikliği yeterli değildi, ama gerekli idi.

O gün bizi tenkit edenler herhalde utanmaktalar.

Zira değişikliklerden sonra güzel gelişmeler olmaya başladı.

Kenan Evren ve arkadaşları hakkında soruşturma başlatıldı..

Temennimiz en kısa zamanda bitmesi ve darbecilerin yargılanmasıdır.

Bu davanın tüm darbecilere sirayet edeceğine yönelik bir inancım var.

Darbecilerden hesap sormak kolay değil. Zira darbeciler kanunları ona göre düzenlermişlerdir.

İşte hesap sorma cesaretinde bulunan savcılar geri dönüyor.

Ferhat Sarıkaya’lar, Sacit Kayasu’lar çoğalacak artık.

Osman Şanal’lar artık daha rahat olacak.

12 Eylül 2010 bir başlangıç oldu.

Bakınız referandumu boykot edenlerin işkencecilerle ilgili dilekçeleri işleme konulmuş. Diyarbakır cezaevinin işkencecilerinden hesap sorulacak.

Herhalde Mamak, Buca, Manisa, Elazığ, Malatya ve bilumum cezaevlerinin işkencecilerinin de hesap günü geliyordur.

Umarım ki, bütün işkence mağdurları ve mazlumları dilekçe vermişlerdir.

Haklarını aramaya başlamışlardır.

İşkencecileri haber konusu haline getirenlere bakıyorum.

Referandumda hayır cephesinde yer alan medya.

Olsun onlar da pişman olabilirler.

İşte Yalçın Doğan’ın kaleminde çıkan o haber:

“Diyarbakır Cezaevi 12 Eylül’ün simge cezaevlerinden biri. Anayasa oylamasından sonra, geçen aylarda Diyarbakır Cezaevi’nde yatmış yaklaşık 700 kişi Diyarbakır Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak da harekete geçiyor. 1980 ile 88 arasında bu cezaevinde yaşananları soruşturma kararı alıyor.

-Siz hangi tarihler arasında Diyarbakır Cezaevinde yattınız?
- Size nasıl işkence yapıldı?
- İşkence yapanın adını ve o tarihteki görevini biliyor musunuz?
- İşkence sizde kalıcı bir iz bıraktı mı?
İşkenceden hesap sormanın büyük atağı kısa süre önce başlıyor. Başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak.
Diyarbakır Cezaevi 12 Eylül’ün simge cezaevlerinden biri. Binlerce insan o dönemde bu cezaevinde işkence görüyor, insan hakları bin türlü ihlal ediliyor, lağımlarda sürükleniyor, ağızlarına kadar b.k içinde yüzdürülüyor. Filistin askısı, elektrik verme, çırılçıplak soyma, basınçlı soğuk su verme, dayak, falaka, yumruk, köpekle saldırma, insanların sırtına binme ve akla gelecek, gelmeyecek her türlü işkence.
Bunların sonunda işkenceden sakat kalanlar var, ölenler var. Psikolojileri yıllarca bozulanlar var.

700 SUÇ DUYURUSU

Cezaevi değil, işkence evi. O dönemde Diyarbakır Cezaevi’ne düşmek, korkunç bir kâbus. Pek çok tanıdığım insan var, Diyarbakır Cezaevi’nden geçmiş, söz oraya geldi mi, aradan geçen otuz yıla rağmen, onlar hâlâ durgun, hâlâ dalgın, hâlâ o günlerin gerilimini yaşıyor.
Anayasa oylamasından sonra, geçen aylarda Diyarbakır Cezaevi’nde yatmış yaklaşık 700 kişi Diyarbakır Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor. O dönemde orada görev yapmış sivil ve asker kişilerle ilgili olarak.
Suç duyuruları üzerine, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak harekete geçiyor. 1980 ile 88 arasında bu cezaevinde yaşananları soruşturma kararı alıyor. Bir savcıyı bu işle görevlendiriyor.
Savcı önce suç duyurusunda bulunanların ifadelerini almaya başlıyor. Yukarıdaki soruları soruyor.
Sonra Milli Savunma Bakanlığı’na yazı yazarak, suç duyurularında ve ifadelerde adı geçen, o dönemde görev yapan asker kişilerin kimlik bilgilerini istiyor. Şu anda nerede bulunduklarının bildirilmesini talep ediyor. Bu girişim Diyarbakır Cezaevi ile ilgili olarak Türkiye’de bir ilk.
Milli Savunma Bakanlığı’na yazı daha yeni gönderiliyor, iki ya da üç gün önce.
Savcı, Adalet Bakanlığı’na da ayrı bir yazı gönderiyor. Yine o dönemde orada görev yapan sivil personelin kimlik bilgilerini istiyor.
Bu bilgiler geldikten sonra, savcılığın gerek gördüğü sivil ve asker kişiler hakkında soruşturma açılacak. Onların da ifadesi alınacak, gerektiği takdirde haklarında yasal işlem başlatılacak.
Diyarbakır Başsavcısı Kavak’ın girişimi, Türkiye’de işkenceyle hesaplaşmak adına, en büyük adımlardan biri.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17551638.asp?gid=381

Tarihin en büyük adımı atılmış olabilir.

Önümüzde bir seçim var.

Bu adımların hızlanması için anayasal zemini hazırlamak gerekir.

Seçime girecek her partiden bir beklentim var.

Anayasa taslağınızı görelim.

Taslağınızı seçim sonrasına ertelemeyin.

Sizi böylece tanımış olalım.

İşkencecilere ne kadar karşı olduğunuzu test edelim.

Bilmeniz gereken husus şu.

Özgürlükler ertelenmez, ertelenmemeli

Haydi yiğitler Anayasa metinlerinizle meydane.

Selam ve Sabırla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?