6 Eylül 2014 Cumartesi

Akademisyenden Başbakan Ahmet Hocaya Açık Çağrı



Akademisyenden Başbakan Ahmet Hocaya Açık Çağrı

Veysi ERKEN

            Sayın Başbakan Ahmet Hoca
            Bu hitaptan hoşlandığınızı ifade ettiğiniz için bir meslektaşınız olarak size Ahmet Hoca diye çağrıda bulunuyorum.
            Ahmet hoca birkaç konuyu hiç ertelemeyin lütfen.
Zira yıllardır oyalanıyoruz.
Oyalandığımız birkaç konuyu dile getireyim.
İlk olarak akademik dünyadan bahsedeyim. Bu konuyu başa almamın nedeni şu açıklamanızdır.
“Üniversite sayısındaki niceliksel artışı niteliksel devrime dönüştürmeyi hedeflediklerini kaydeden Davutoğlu, "Niteliksel devrimin de esası öğretim üyesidir ve öğretmendir. Bana en kötü okulu verin, iyi bir öğretmen verin size mükemmel talebeler çıkartırız" diye konuştu.
Öğretmen ve öğretim üyesi niteliğinin artırılmasını hedeflediklerini belirten Davutoğlu, maaşların ve özlük hakları açısından bu mesleklerin cazip hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. Davutoğlu, bu konuda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüştüklerini kaydederek, "1 Ekim'de ilk atacağımız adımlardan birisi üniversite öğretim üyelerimizin özlük hakları veya hayat şartlarını düzeltecek her türlü tedbiri almak" dedi.
Yükseköğretimin yeniden yapılanması konusunu da meseleleri içeriden bilen bir öğretim üyesi olarak, ilk mesele olarak ele alacağını kaydeden Davutoğlu, bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de görüştüğünü, devrimsel mahiyette çalışmalar yapmaya niyetli olduklarını bildirdi.
            Açıklamanız bizleri sevindirdi. Stratejik derinliği olan bir tespit. Stratejik derin düşüncenin bir parametresi akademik dünya ve onun türevleridir.
Açıklama doğru.
Ama biliyorsunuz diye düşünüyorum.
Akademik dünya Ecevit hükümetinden beri oyalanıyor. Özellikle Ecevit hükümeti döneminde yapılan düzenleme ile akademik dünya felç edilmiş durumda. Akademik dünyayı felç edenlerin bir kısmı hala meclistedir. O gün yaptıkları hatayı telafi edeceklerini taahhüt(!) etmişlerdi. İktidarı kaybettiler. O düzenleme ile Araştırma Görevlileri, Öğretim Görevlileri, Okutmanlar ve Yardımcı Doçentler adeta yoksulluki sınıfında olan vatandaş konumuna düşürüldü.
            Bu konudaki bilgiyi beş saniyede edinmeniz mümkün. Bu mağduriyet 15 yıldır devam ediyor. AK Parti hükümetleri de bu mağduriyete sessiz kaldı. Akademik camiayı oyaladı.
            Sayın Başbakan Ahmet Hoca.
            Akademik yönünüz ile demeç verdiniz ve bunun gereğini yerine getirmenizi bekliyoruz.
            Lütfen ertelemeyin. Bu konuyu TORBA kanununa sokunuz ve bu hafta konuyu çözünüz. Aksi takdirde oyalanmanın devam ettiğini ifade etmeye devam edeceğiz.
            Sayın Başbakan Ahmet Hoca
            Millet olarak oyalandığımız bir diğer konu ANAYASAdır. Yeni Türkiye kavramına YENİ ANAYASA yakışır. Yasama, Yürütme, Yargı ve Denetim organlarının seçimle oluşmasını sağlayacak bir YENİ ANAYASA gerekir. Bunun metnini hemen yayınlayınız. Bilesiniz ki, mevcut yöntemle Anayasa çalışması başarıya ulaşmaz. Kullanılan yöntem sadece oyalama metodudur. Uzak geçmişe değil 2011 sonrasına bakalım. Anayasa çalışması bir fiyaskodur. 2011 yılından beri heba edilen zamana, emeğe ve paraya yazık.
            Dolayısıyla hükümetiniz ve cumhurun Başkanlığına seçilen Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN bu gerçekten hareketle bu hafta bir ANAYASA taslağını kamuoyuna deklere etmesi ve diğer partileri de buna zorlaması gerekir. Milletin önüne bir taslakla çıkmayanların samimiyeti sorgulanır.
            Bu hafta yeni bir ANAYASA taslağı bekliyoruz.
            Bir diğer çağrım BEDELLİ askerlik ile ilgilidir.
            Sayın Başbakan Ahmet Hoca.
            Askerlik ile ilgili genel bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu konuda onlarca yazı yazdım. Ancak aciliyeti babında BEDELLİ ASKERLİK konusunu da gündeme getiriyorum. Bu konuda Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleri var. Bu konu gerçekten bunalımlara yol açıyor.
            Gençlerle günüm geçiyor. Ya derste, ya okulun bahçesinde veya okulun dışında.
            Gençlik bunalım geçiriyor. GBT korkusu had safhada. 800 bin genç ve 4 Milyona yakın aile bireyleri bunalımda. BEDELLİ konusu işkenceye dönüşmüş.
            Lütfen bu konuyu da TORBAlayın ve toplumu rahatlatın.
            Sayın Başbakan Ahmet Hoca
            Son bir konu bürokrasi ile ilgilidir.
            Üzülerek belirtmeliyim ki, bürokratların bir kısmı gelişme ve kalkınmanın önünde adeta takoz haline gelmiş. Bazı alanlarda projelendirmeler, yatırımlar ve ihaleler durma noktasında. Karayolları bir örneğidir. Kısaca bütün kurumların bürokratları gözden geçirilmeli ve takoz haline gelmiş bürokratlardan hesap sorulmalıdır.
            Stratejik düşünen ve parametreleri iyi okuyan bir akademisyen olarak bu yapıyı Başbakan sıfatınızla tarassut altına alacağınızı ve çözeceğinizi ümit ediyorum.
            Başarı dileklerimle. Baki selamlar.
            Selam ve Sabırla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?