30 Aralık 2014 Salı

AHÎ EVRAN



AHÎ EVRAN*

Veysi ERKEN

            Ahî Evran tarihe damgasını vuran bir şahsiyet. Horasan’dan Anadolu’ya hicret. Tebliğ edici. İlmiyle amil bir numunedir AH'İ EVRAN.
            Bir peygamber sevdalısıdır.
            Davanın davacısı.
            Nizamı âlem ülküsünün neferidir.
            O hem âlim, hem de amil.
            İnandığını yaşayan bir zahid ve abid.
            Elinin emeği ile geçinen bir zanaat erbabı.
            İslam düşmanlarının karşısında direnen bir mücahid.
            Beylere yol gösteren bir veli.
            Hayatı, yaşayışı ve mücadelesiyle geleceğe damgasını vuran, peygamber’imizin (s.a.v.) ayak izini takip eden bir rehber.
            Ahî EVRAN
            Evren’e “emri_i bil-maruf ve nehy-i anil munker” ayeti doğrultusunda yol gösteren bir mürebbi.
            AHÎ EVRAN.
            Hayatı romanlaştırılan bir şahsiyet.
            Okunması gereken tarihi bir roman.
            AHÎ EVRAN
            Gökhan Maraş kaleme almış.
            Olay ve olguları tahkiye yöntemiyle nakletmiş.
            Vahşete doymayanların saldırıları ve yiğit ahilerin direnişini okuyacaksınız bu kitapta.
            Anadolu’nun hercümerç olduğu, Gül şehrinin Kır şehrine dönüşünün hikâyesidir AHÎ EVRAN.
            Kimler yok ki, bu mücadelede.
            Ahî Evran’ın etrafında Hacı Bektaşları, Süleyman Türkmanîleri, Şeyh Edebalıları, Taptuk Emreleri, Derviş Yunusları ve bilumum peygamber sevdalıları.
            İşte böyle bir hayatın romanıdır AHÎ EVRAN.
            Onları davası şöyle anlatılır romanda.
            “Allah’ın adaletini yeryüzünde hâkim kılmak, zulüm ve gözyaşını durdurmak, zulüm yapan zorbalara baş eğdirmek, Türkmen’in ülküsüdür. Allah’ın milletimize verdiği bir görevdir. Güneşin doğduğu yerden batıya ve güneye, bu millet nizam-ı âlem ülküsü için koşuyor. Bu millet, Ebu Müslim’in Abbasi hanedanını halifeliğe taşımasından beri İslam’ın bayraktarıdır.”
            İşte dava. İşte ülkü.
            Ve bu ülküden uzaklaşmanın neticesi şöyle anlatılır romanda.
“ Ya Rabbim! Biz ihlâslı Müslümanlar olsaydık, bunlar başımıza gelmezdi. Allah’ın emirlerine uymadık. Dinin emirlerini göz ardı ettik. Müslümanların yaşadığı devletlerin sultanları, adaleti ve Allah için savaşmayı bir kenara bırakarak işrete daldılar. Devlet yönetimine ehil insanları getirmek yerine, kendilerine itiraz etmeyen bilgisiz ve basiretsiz yöneticileri iş başına getirdiler. Şimdi zalim Moğol ordusu, bu şehirlerin kapısına kadar geldi. Bize acı Allah’ı! İçimizde bulunan hain ve zorba kişilerin suçlarından dolayı, bizleri ve masum halkı cezalandırma Ya Rabbi!”
Nizam-ı âlem ülküsü biter mi?
Asla.
Ahî Evranlar bitmez.
Azim bitmez.
Ülkü bitmez.
Roman şöyle bitiyor.
“Pirimiz Ahî Evran hazretleri, bu dünyadaki mücadelesini tamamladı. Bizler ve siz Kadıncık Anam, pirimin bıraktığı yerden mücadeleye devam edeceğiz. Ömrümüz bitinceye kadar, düşmanla, haksızlıkla, zulümle, adaletsizlikle, yoksullukla ve karanlıkla savaşmaya devam edeceğiz. Biz ömrümüzü tamamlayınca geriden gelenler, bu savaşı devam ettirecektir. Bu mücadele kıyamete kadar devam edecektir. Allah azmimizi arttırsın. Ökçesi üzerinde dönenlerden eylememesin.
-Âmin”
Âmin diyebilmek için okumak, anlamak ve yaşamak gerekiyor.
AHÎ EVRAN romanını okuyunuz. Bilgileniniz ve bilgilendiriniz.
Selam ve Sabırla.

*AHÎ EVRAN, Gökhan Maraş, Ötüken Yayınları, İstanbul Eylül 2014.
           
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?