26 Eylül 2020 Cumartesi

Aileyi parçalama yasası komisyondan geçti*

 

Aileyi parçalama yasası komisyondan geçti*

 Veysi Erken

            Sürekli gündemimiz işgal ediliyor.

             Meşhur bir söz var.

            “Bayrağı yerinde ve zamanında dikmek”. Önemli olan zamanında ve yerinde iş yapmayı ifade eden bir sözdür. Maalesef zamanlı iş yapılmadığından enerjimiz tüketiliyor.

             Mesela aile konusunu ele alalım.

            Aile ile ilgili tahribat yeni değildir.

            Ama önemli tahribatlardan biri TMK'da 2001 yılında yapılan düzenlemeler ile yapılmıştır.

4721 sayılı kanun 22.11.2001 tarihinde kabul edilmiş,8.12.2001 tarihinde yayınlanmış ve 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

            Değişiklik tasarısı komisyondan geçince sebep olacağı tahribatı kısaca şu şekilde özetlemiştik. Yanlışa karşı uyarıda bulunmuştuk 

"TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen Türk Medeni Kanun Tasarısı, aile hukukunu altüst ediyor. TBMM Başkanlığı’na 1,5 yıl önce gönderilen 1030 maddelik tasarı, yaklaşık 5 aylık komisyon maratonunu dünkü toplantıyla tamamladı. Komisyonda, tasarının Genel Kurul’da öncelikli görüşülmesi kararlaştırıldı.  

            Tasarı, ‘’Başlangıç’’, ‘’Kişiler Hukuku’’, ‘’Aile Hukuku’’, ‘’Miras Hukuku’’ ve ‘’Eşya Hukuku’’ başlıklarını taşıyan dört kitaptan oluşuyor. 

 

EVİN REİSİ YOK 

 

      Evlenme işlemi halen sadece erkeğin bulunduğu yerde yapılırken, tasarıyla kadının bulunduğu yerde de gerçekleştirilebilecek. ‘’Koca’’nın evin reisi olması hükmü değiştirilerek, evlilik birliğinin yönetiminde kadın ve erkek eşit söz hakkına sahip olacak. Eşler, evlilik birliğini temsil etme yetkisine sahip olacaklar. 

      Eşler, birliğin temsil yetkisini kullandıkları hallerde, üçüncü kişilere karşı da müteselsilen sorumlu sayılacaklar. 

      Kadının evlilik birliğini temsil yetkisini kötüye kullanması halinde, kocanın bu yetkiyi kaldırmasına ilişkin hüküm değiştiriliyor. Buna göre, eşlerden herbirinin temsil yetkisini aşması veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalması halinde, temsil yetkisinin sınırlandırılması veya kaldırılması konusunda karar verme yetkisi hâkime bırakılıyor. 

      Eşler, oturacakları evi birlikte seçme hakkına sahip olacaklar. Mevcut düzenleme ise kadına, kocanın belirlediği evde oturma zorunluluğu getiriyor. 

    Tasarıda, ‘’kanuni ikametgâh’’ yerine Türkçe, ‘’yasal yerleşim yeri’’ ifadesi kullanılıyor. Evlenen kadın, isterse kocasının soyadının yanı sıra kızlık soyadını da kullanabilecek. Boşanan kadın, evlenmeden önceki soyadını kullanabilecek. Bu soyadı, kadının tanındığı soyadı da olabilecek. 

      Üçüncü kişilerle kadın arasındaki davalarda kadını kocanın temsil edeceği hükmü de kaldırılıyor. Eşler arasındaki eşitlik ilkesi uyarınca eşlerden her biri, üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabilecek. Ailenin oturduğu ev konusunda istisna getirilerek, bu ikametgâh ile ilgili işlemler konusunda, eşlerden her biri, diğerinin açık rızasını almak zorunda olacak. 

 

      EVLENME YAŞI 18, EVLATLIKLA EVLENMEK YASAK 

    

 Daha önce erkek için 17, kadın için 15 olan evlenme yaşı, her ikisi için de 17 yaşın doldurulması, 18 yaşından gün alma şartına bağlanıyor. Olağandışı durumlarda ise kadın-erkek arasındaki fark kaldırılarak 16 yaşını doldurma, 17 yaşından gün alma olarak değiştiriliyor. Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemeyecekler. 

     Kocanın, ‘’kadın ve çocukların bakımından sorumlu olduğu’’ ilkesi kaldırılarak, yerine eşit mali sorumluluk getiriliyor. Evin giderlerine katılmada eşlerin mali güçleri, emek ve mal varlıkları esas alınacak. Evlik dışı çocuklara da evlilik içi çocuklar gibi eşit haklar getiriliyor. Buna göre, evlilik dışı çocuklar da evlilik içi çocuklar gibi mirasta eşit hakka sahip olacaklar. Evlatlıkla evlenmek kesin olarak yasaklanıyor. Daha önce evlatlıkla evlenmek yasak olmasına rağmen, evlenme gerçekleşmişse buna izin veriliyordu. 

 

      BOŞANMA DAVASINA GİZLİ OTURUM 

     

Boşanma sebepleri arasında ‘’onur kırıcı davranışlar’’ da sayılıyor. Boşanma sebepleri arasında yer alan terkte süre 3 aydan 6 aya çıkarılıyor. Buna göre, halen 3 ay sonunda ihtar çekme zorunluluğu kaldırılıyor, bunun yerine 6 ay sonunda uyarıya gerek kalmaksızın boşanma davası açma imkânı getiriliyor. Boşanma davalarında, taraflardan birinin isteği doğrultusunda hâkim davanın gizli olarak sürmesi kararını verebilecek. Boşanma halinde eşler aile konutu ve ev eşyasını kimin kullanacağı konusunda anlaşamazlarsa, hâkim, eş ve çocukların geleceğini göz önüne alarak karar verecek. Miras hukukunda saklı oranlar azaltılarak, miras bırakanın mallarındaki tasarruf özgürlüğü genişletiliyor. Sağ kalan eşin miras payı da yükseltiliyor. 

 

      ÇOCUĞU OLAN DA EVLAT EDİNEBİLECEK 

      

Evlat edinmede yeni kurallar getiriliyor. Evlat edinmede çocuksuz olma veya alt soyun olmaması şartı aranmayacak. Evlat edinme yaşı 35’den 30’a indirildi. Çocuğu olanlar da diğer şartlar uygunsa evlat edinebilecek. 

 

      CİNSİYET DEĞİŞTİRME ŞARTLARI 

      

Her isteyen cinsiyetini değiştiremeyecek. Cinsiyetini değiştirmek isteyen kişi, bu değişikliğe gitmeden önce mahkemeye başvuracak. Cinsiyet değiştirmek için, 18 yaşını bitirmek, bekâr olmak, sağlık kurulu raporu almak, transseksüel yapıda olmak, üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olmak ve hâkimin izni şartları aranacak. 

 

       MAL REJİMİ 

      

Tasarı, eşler arasında sorunlara neden olan ‘’mal ayrılığı rejimi’’ yerine, ‘’edinilmiş mallara katılma’’ rejimini yasal mal rejimi olarak kabul ediyor. 

      Evlilik birliğinin boşanma, ölüm veya diğer sebeplerle sona ermesi halinde, ‘’edinilmiş mallara katılma’’ yasal mal rejimi olarak kabul edilmesine karşılık eşler, istedikleri takdirde ‘’mal ayrılığı’’, ‘’paylaşmalı mal ayrılığı’’ ve ‘’mal ortaklığı’’ rejimlerinden birini, mal rejimi sözleşmesi yaparak seçebilecekler. 

      Edinilmiş mallara katılmada iki tür mal esas alındı. Buna göre, ‘’kişisel eşya, mal rejimi kurulmadan önce kazanılan mallar, miras olarak kazanılan mallar, manevi tazminat alacakları, kişisel malların yerine geçen mallar’’ kişisel mallar olarak sıralandı. Edinilmiş mallar, ‘’çalışma ile elde edilen kazanç, sosyal güvenlik, sosyal yardım ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulmuş sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel malların gelirleri ve edinilmiş mallar yerine geçen değerler’’ olarak tanımlandı. 

       Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılacak. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçeceklerini yazılı olarak bildirebilecekler."

   Tasarıdan anlaşılacağı üzere, denilebilir ki, aileyi yanlış tanzim işi İstanbul sözleşmesi ile başlamadı. İstanbul sözleşmesi tahribatı derinleştirdi ve kangrenleştirdi.

   Toplumun felahı ve kurtuluşu için tahripkâr mevzuatın topyekûn ortadan kaldırılması gerekir.

Dolayısıyla tekraren önemli olan zamanında iş yapmaktır diyoruz.

Selam ve sabırla...

 

 Not:  29.08.2001 tarihli yazıdır. Sadece giriş ve son kısma kısa ilave yapılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?