18 Kasım 2020 Çarşamba

Allah’ın Düşmanlarını Dost Edinenler

 

                    Allah’ın Düşmanlarını Dost Edinenler

 

Veysi ERKEN

 

İslâm dünyasının halini düşündüğümüzde zelil halle karşılaşırız. Bunun başlıca nedenlerinden birisi ve en önemlisi bizleriz. Kendini Müslüman olarak telakki edip de Allah’ın tebliğine muhalefet edenleri baş tacı etmek doğru olamayan bir davranış olduğu halde bunu hep yaparız.

Cenabı Allah bizi şu ayetle ikaz ettiği halde halimizi düzeltmeye çalışmayız.

 “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kavmin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah’a ve Resulü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah’ın hizbi(taraftarları)dir Mücadele-22”

Ayeti tahlil ettiğimizde Allah’a ve ahiret gününe inanan kimselerin en yakınları dahil olmak üzere Allah ve Resulüne düşman olanlarla dost olamayacağını görürüz. Bu ayet bizi ikaz etmektedir.

Üzülerek belirtmeliyiz ki, kendi yapımızı bu bağlamda tahlil ettiğimizde Allah ve Resulüne düşmanlık edenleri dost edinenleri baş tacı ettiğimizi görürüz.

Allah’ın düşmanlarının sembollerinden olan boynuzu kabul edenleri lider olarak gören, haçlarını madalya olarak kabul edenleri “baba” bilen, katillerin karargahlarından  liderlik ve cesaret ödülü alanları kahraman olarak kabul eden, Kur’an öğretimini yasaklayanları önder gören bir toplum yapısı olduğu müddetçe hatayı başka yerde aramamıza gerek yoktur.

İnananın kalbinde iman varsa o ilahi kudret tarafından desteklenmiştir ve o Tapınakçılardan himmet ve deste istemez.

Üzülerek belirtmeliyiz ki, bugünkü anlayışta kurtuluş müjdesi hep başkalarından beklenmektedir. Kurtuluşu başka yerde arayanların beklentisi şudur. ABD’nin veya AB’nın müktesebatını kendi yaşayışımızın ilkeleri haline getirirsek kurtulup özgürleşeceğiz.

Veyl bu şekilde düşünenlere.

Unutulmamalıdır ki, başkalarını benzemeye çalışanlar ne onlar gibi olur ne kendi kalabilir. Sokaklara çıktığımızda başkalaşımın tahribatını hep birlikte görmekteyiz.

Hadiseler göstermektedir ki, inanıyorum diyenler katillerin araçlarını tamir ettirme noktasına gelmiş bulunmaktadır. Toplum bu dalaleti görmezlikten gelmekte ve onları hala kendinden bilmektedir.

Yıllarca sürdürülen taktik tutmakta ve değerlerimiz kurbağa gibi haşlanarak yok olmaktadır.

Uyanış zamanı geçmiştir. Geçen her gün telafisi zor kırılmaları beraberinde getirmekte ve tarihin mezarlığına bir adım daha yaklaşmaktayız.

Bu hali değiştiremezsek Allah’ın razı olduğu kavim olmamız mümkün değildir.

Bu yazıyı okuyan her gönüldaşa tavsiyem şudur.

Lütfen yukarıda mealini verdiğim ayeti başkalarına hatırlatın ve etrafınızdakilerin uyanışına katkı sağlayın.

Artık Allah ve Resulünü düşman olarak telakki edenleri dost görmelerine ve onlarla diyalog arayışlarına kalkışmalarına engel olmaya çalışalım. Unutmayın ki, Allah ve Resulünü düşman olarak telakki edenlerin niyeti bizi biz yapan değerleri yok etmektir.

Şimdi uyanış zamanı...

Selam ve Sabırla... 02.02.2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?