24 Şubat 2022 Perşembe

Gayrı Müslimler Taifesi

 Gayrı Müslimler Taifesi

Veysi ERKEN

Bir ülkeyi kaos ortamına sürüklemek, onu çökertmeye çalışmak ve insanları arasında nifak sokmanın en kestirme yolu “kontrollü gerginlik” stratejisini uygulamaktır. “Kontrollü gerginlik” yoluyla ülkeleri hâkimiyetleri altına almak isteyen uluslar arası “güç odakları/ tapınak şövalyeleri ” amaçlarını piyon kullanmak suretiyle gerçekleştirirler.

Gayrı Müslim piyonlar muhtelif gruplara, derneklere, partilere, sendikalara ve sivil zannedilen bütün kuruluşlara yerleştirilir ve icraat bu yolla gerçekleştirilir.

 Senaryoda yer alan piyonlar görünüşte birbirinden farklı düşüncelere, yaşayışlara ve kılıklara sahip olsalar da aynı familyadan, sabatayist ve pakradunilerden ve gayrı Müslimlerden oluşmakta ve ipleri aynı merkezlerin parmaklarındadır.

Malum gruplar hayatın her alanında karşımıza çıkarılmakta ve hayatımız tarumar edilmektedir. Başka ülkelerde olduğu gibi ülkemizde yıllardır sahnelenmekte olan senaryo budur. Ülkemizde bu senaryonun farkına varanların sayısı artmakla birlikte hala gaflet uykusunda olanların sayısı küçümsenmeyecek kadardır.

Türkiye’nin asıl sorunlarından birisi budur. 

Bugün ülkemizde “kontrollü gerginlik” stratejisini uygulayanların tamamı “dönme”, “pakraduni”, “Sabatayist” ve “boğazdaki aşiret” mensuplarından müteşekkil “Tapınak Şövalyeleri”dir. Şövalyeler radikal dinsiz ve gayrı Müslim piyonları vasıtasıyla gergin ortam oluşturmaktadır.

Ülkemizde, uç bir ifadeyle söyleyecek olursak “dinli” ile “dinsiz” arasında sorun bulunmamaktadır. Kendini ateist ilan eden bir aydın, siyasetçi veya yazar örtülü birisinin hakkını savunurken, dini bütün olduğunu ilan eden de ateistin hakkını savunabilmektedir.

Haklar bağlamında “sizin dininiz size, benim dinim bana” ilkesi dinliyle dinsiz arasında işlemektedir.

Asırlardır sokaktaki vatandaş arasında farklılıkları nedeniyle farklılaşma olmamış herkes inandığı değerleri yaşamıştır. Bu dün de böyle idi bugün de böyledir.

Görmek isteyen gözler sokağa çıktığında bu durumu hemen fark etmektedir.

İşte bu işleyişten rahatsızlık duyan şövalyeler “kontrollü gerginlik” stratejisi gereğince “radikal dinsiz” ve “gayrı Müslim” piyonlarıyla ortamı germeye ve ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışmaktadır. Tekel’e ve tek ses’liliğe dönüştürülen medya tapınağının kalemşörlerinin müsveddeleri ve yorumları incelendiğinde stratejinin nasıl uygulandığı hemen anlaşılır.

      “Kontrollü gerginlik”   “tapınak şövalyeleri”nin hâkimiyetlerinin devamı için elzemdir. Hâkimiyet ama her alanda hâkimiyet.

Siyasette, ticarette, sanayide, medyada, bürokraside, edebiyatta, sanat denilen sahada kısaca hayatın her alanında ve her anında hâkimiyet.

İşte, dönme ve boğazdaki aşiretten müteşekkil tapınak şövalyelerinin durumu.   Şövalyeler kiraladıkları radikal dinsiz ve gayrı Müslim piyonları vasıtasıyla topluma “cambaza bak” derlerken hortumlamalarını, tahribatlarını ve hâkimiyetlerini sürdürmeye devam ederler.

Halk soyulup soğana çevrilmektedir. Soygun hem maddi, hem de manevi alanda devam ettirilir. Maddi yönden halk açlığa mahkûm edilirken tapınakçılar servetlerine servet katmaya devam eder.

Manevi olarak halk “değer”lerinden ve İslam’dan uzaklaştırıldıkça tapınakçıların eğlence alanı genişlemektedir.

Bu durumun farkına varan dinli-dinsiz, alevi-sunni, doğulu-batılı, Kürt-Türk oyunu bozmakta ve “kontrolü gerginlik” stratejisinin parçası olmaktan kurtulmaktadır.

Tapınakçılar ise senaryonun devamı için ha bire radikal dinsiz ve gayrı Müslim piyonlarını muhtelif kılıklarla devreye sokmaya çalışmaktadır.

Türkiye’nin rahatlaması tapınakçıların senaryosunun bozulmasına bağlıdır.

Onun için diyoruz ki, her grup, dernek, vakıf, parti ve sivil organizasyon kendi içine sızdırılmış radikal dinsiz ve gayrı Müslim piyonları içlerinden temizleyebilmelidir.

Çıkış yolu budur.

Selam ve Sabırla...26.08.2001

 

Not: Okurken 2001 tarihini unutmayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?