12 Aralık 2010 Pazar

Zararda olmayan İnsan

Zararda olmayan İnsan

Veysi ERKEN

Yaratılmışlar âleminde insanın yeri farklıdır. “Ahsen-i takvim” olarak yaratılmış olan “esfeli safilin” derekesine kadar düşebilir.

İnsanı “esfel”e düşürmekten alıkoyacak nitelikler bellidir. Makam mevki, şan şöhret,para, zenginlik veya başka sıfatlar insanı esfelden kurtarmaz. Bilakis bahsi geçen özellikler bazen insanı “esfel”e daha çok yaklaştırır.

İnsanı esfelden kurtaracak nitelikler "Asr" suresinde açıkça beyan edilmektedir. İşte o süre ve suredeki nitelikler: And olsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de Salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir)”

Ayetleri tahlil ettiğimizde birbiri ile ilintili dört nitelikle karşılaşırız.

İman etmek,

Salih ameller,

Hakkı tavsiye etmek,

Sabrı tavsiye etmek.

Esasında bu niteliklerle ilgili yüzlerce sayfalık kitaplar yazılabilir. Ancak biz burada geniş izahatta bulunacak değiliz. Kısa ve anlaşılır cümleler yeterli olur düşüncesindeyim.

İnsanı esfelden kurtaracak ilk nitelik, Cenabı Allah’a ve vazettiklerine şeksiz şüphesiz iman etmektir. Bilindiği üzere “ameller niyetlere göre değişir. Niyetlerin sağlıklı olması inandığınız değerlere göre şekillenir. Demek ki sağlıklı bir niyetin vazgeçilmez ilkesi iman etmektir.

Sağlıklı bir niyet bizi “ameli Salih”e götürür. “Salihât” hayatın tamamı ile ilgilidir. Bütün davranış kalıplarımızı ve davranışlarımızı kapsar. Salihât her türlü iyiliği, güzelliği ve doğruluğu ifade eder.

Amel, bir başka ifade ile bir şeyi yapmak veya ifa etmeyi ifade eder. Demek ki ameli Salih her türlü iyiliğin, güzelliğin ve doğruluğun yerine getirilmesini gerektirir. İnanan insanın davranışlarının şeklinin ifadesidir ameli Salih.

Zararda olmak istemeyen insan sadece kendi kendine yaşamaz. İyiliği, güzelliği ve doğruluğu başkalarına da tavsiye etmekle mükelleftir. Onun içindir ki, esfelden kurtulmanın niteliklerinden biri de hakkı ve sabrı da etrafa tavsiye etme durumundayız.

Hakk geniş muhtevalıdır. Derinlemesine tahlil edilmesi ve yaşanılması gerekir.

Son nitelik sabırdır. Sabır direnişi ifade eder. Sabır iki yönlüdür. Birinci yönü yapılan doğru eylemlerdeki ısrarı ifade eder. Bir başka deyişle iyi, güzel ve doğru eylemlerimizdeki ısrar. Kesintisiz doğruyu, güzeli ve iyiliği yapmak. İnsan şeytanlarına uymamak ve kanmamak gibi.

Sabrın ikinci yönü kötülüklerden, fahşadan ve habis işlerden ve eylemlerden uzak durmada direnmektir. Direnen kazanır ifadesi sabrın iki yönü ile ilgilidir.

Velhasıl zararda olmak istemeyen insan mevki, makam, şan, şöhret ve zenginliğine bakmadan asr süresinde belirtilen nitelikleri yaşamak durumunda dır.

Temennimiz bütün gönüldaşların sahabi gibi “Asr” süresindeki niteliklerle mücehhez olmaları ve birbirlerinden ayrılırken birbirlerine bu nitelikleri (asr süresini) hatırlatmalarıdır.

Selam ve Sabırla……………..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?