8 Ocak 2014 Çarşamba

Çete Düğmeye Bastı*



Çete Düğmeye Bastı*


Veysi ERKEN

            “Benzeme benzet” ilkesiyle hareket eden sabatayist çete “baba”ları marifetiyle yine düğmeye bastı.
            Çetenin güzelliğe, olumluya, doğruluğa ve huzura tahammülü yoktur. Varsa yoksa derdi huzursuzluk, korku yönetimi ve fakirliktir.
            İnsanımız ne kadar fakir, cahil ve üzüntülü ise çete o kadar mutlu.
            Ülkemizde olup biteni bu zaviyeden değerlendirmek durumundayız. Aksi takdirde olanı biteni anlamamız refaha, huzura ve adalete kavuşmamız mümkün olmaz.
            Geçmiş bir aylık hadiseleri gözümüzün önüne getirdiğimizde “çete”nin nasıl düğmeye bastığını hemen anlarız. Çetenin “baba”sı kafayı duvara çarpmaktan bahsederek mensuplarına yol gösterdi. Akabinde açılış törenlerinin değerlendirilmesi uyarısı geldi.
            İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
            Çetenin eylemleri dolaylıdır. O hep “maşa”larını “kırmızı” kitapçıklarla harekete geçirir. Artık malum oldu. Kendisini “devlet” olarak gören çete “kitapçık”larını güvenilir elemanlarına tevdi eder. Bu durumdan seçilip de bakan olanların haberi olmaz. Bu durumu başbakanlık müsteşarlığı ve bakanlık yapmış olan dillendirmiştir.
            Sabatayist çetenin viyaklamaları “gerginlik stratejisi”ne dayanır. Olabilecek güzel gelişmeleri papazları ve maşaları vasıtasıyla engellemeye çalışır.
            Rektör ve dekan kelimelerinin papaz anlamında olduğunu bilenlerce malumdur ki, üniversiteler papazlarca idare edilmektedir. Papazlık unvanına sahip olanların bir kısmı olanı biteni anlayacak kemâle ermediklerinden onlar sadece maşa olarak kullanılırlar.
            Gerginlik stratejisini kullanan çetenin yüksek öğretimdeki maşalarından bir kısmının Hıristiyan  ve kiliseler birliği üyesi olduğu artık gizlenemez hale gelmiştir.
            Çetenin “maşa”lığına talip olanların bir kısmı üzülerek belirtmeliğiz ki, milliyetçi(!), ülkücü(!) ve mukaddesatçı(!) kılıklılardır.
            İslâmî hassasiyeti yüksek(!) olanlar gizlice mevcut iktidar partisini bölmek için görüşürken, milliyetçi(!) ve ülkücü(!)ler kızıl bayrakçılarla kol kola yürüyebilmekte ve gerekirse silah kullanabileceklerini ifade edebilmekteler.
            Çete insanımızı kültürel kodlarından uzaklaştırarak hedefine adım adım yaklaşmaktadır.
            Başta muktedir olamadığını söyleyen iktidar mensupları olmak üzere bu ülkenin tüm sahiplerine sesleniyorum. Siyasi görüşünüz, mezhebiniz ve meşrebiniz ne olursa olsun ortak paydanız bize ait kültürel kodlar ise bu oyunu bozmak için beraber hareket ediniz.
            Birliktelik bugün gerçekleştirilemezse yarın geç olabilir.
Geç kalınırsa korkarım ki, Sabatayist çete başarılı olur ve ülkemiz tapınak şövalyelerince tamamen işgal edilir ve insanımız köleleştirilir.
Olanı biteni doğru okumalıyız. Geç kalmayalım.
Unutulmamalıdır ki, “şirket devlet” anlayışıyla hareket eden tapınakçı küresel çete bütün ülkelerde maşalarını kullanarak her şeyi eline geçirmeye çalışmakta ve ülkeleri huzursuzluğa sürüklemektedir.
Ülkemizdeki şirket ve kültürel işgaller bunun bir göstergesidir.
Artık “gerginlik stratejisi”ni güden melun çetenin oyununa son verme ve milletin iktidarını temin etme zamanı gelmiştir.
Sabatayist çeteyi çözmek için ilk önce “baba”ya dikkat etmek gerekir.
Selam ve Sabırla...................... 30.09.2001  

*Not: Bu yazı 2001 yılında yazılmıştır. Günümüzdeki hadiseler ufak tefek farklılıklarla dünün tekrarıdır. Senaristler aynı oyuncular ve figüranlar farklıdır. İyi okumalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?