15 Mayıs 2014 Perşembe

Allah’ın Düşmanlarını Dost Edinenler



                                                                                                            
Allah’ın Düşmanlarını Dost Edinenler

Veysi ERKEN

NOT: Soma’da yaşanan faciada ebedi âleme irtihal eden bütün şahsiyetlere Cenabı Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

İslâm dünyasının halini düşündüğümüzde zelil halle karşılaşırız. Bunun başlıca nedenlerinden birisi ve en önemlisi bizleriz. Kendini Müslüman olarak telakki edip de Allah’ın tebliğine muhalefet edenleri baş tacı etmek doğru olamayan bir davranış olduğu halde bunu hep yaparız.
Cenab-ı Allah bizi şu ayetle ikaz ettiği halde halimizi düzeltmeye çalışmayız.
 “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kavmin, babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa Allah’a ve Resulü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah’ın hizbi(taraftarları)dir Mücadele-22”
Ayeti tahlil ettiğimizde Allah’a ve ahiret gününe inanan kimselerin en yakınları dâhil olmak üzere Allah ve Resulüne düşman olanlarla dost olamayacağını görürüz. Bu ayet bizi ikaz etmektedir.
Üzülerek belirtmeliyiz ki, kendi yapımızı bu bağlamda tahlil ettiğimizde Allah ve Resulüne düşmanlık edenleri dost edinenleri baş tacı ettiğimizi görürüz.
Allah’ın düşmanlarını lider olarak gören, onlarla diyalog adı altında iş tutan, katilleri otorite olarak kabul eden, Kur’an öğretimini yasaklayanları önder gören bir toplum yapısı ve zimmet grubu olduğu müddetçe hatayı başka yerde aramamıza gerek yoktur.
İnananın kalbinde iman varsa o ilahi kudret tarafından desteklenmiştir ve o Tapınakçılardan himmet ve destek istemez.
Üzülerek belirtmeliyiz ki, bugünkü anlayışta kurtuluş müjdesi hep başkalarından beklenmektedir. Kurtuluşu başka yerde arayanların beklentisi şudur. ABD’nin veya AB’nın müktesebatını kendi yaşayışımızın ilkeleri haline getirirsek kurtulup özgürleşeceğiz.
Veyl bu şekilde düşünenlere.
Unutulmamalıdır ki, başkalarını benzemeye çalışanlar ne onlar gibi olur ne kendi kalabilir. Sokaklara çıktığımızda başkalaşımın tahribatını hep birlikte görmekteyiz.
Hadiseler göstermektedir ki, inanıyorum diyenler katillerin araçlarını tamir ettirme noktasına gelmiş bulunmaktadır. Toplum bu dalaleti görmezlikten gelmekte ve onları hala kendinden bilmektedir.
Yıllarca sürdürülen taktik tutmakta ve değerlerimiz sıfırlanmaktadır. Değerleri sıfırlamada kurbağayı haşlama yöntemi kullanılmaktadır.
Değerlerinden uzaklaşarak haşlananlara kurbağayı haşlama yöntemini okumalarını, tahlil etmelerini ve kendilerinin nasıl haşlandıkları görmelerini tavsiye ederim.
Bu tavsiye ile birlikte geç kalınmış mı?
Evet, gecikme vardır.
Ama ümitsiz değilim.
Uyanış zamanı gecikmiş olsa da şimdi uyanma vaktidir diyorum. Geçen her gün telafisi zor kırılmaları beraberinde getirmekte ve bizleri tarihin mezarlığına bir adım daha yaklaştırmakla birlikte şimdi yanma ve ihya dönemidir diye düşünüyorum.
Mevcut hali değiştirmemiz ve değerlerimizi yeniden inşa etmemiz gerekir. Bu hali değiştiremezsek Allah’ın razı olduğu kavim olmamız mümkün değildir.
Bu yazıyı okuyan her gönüldaşa tavsiyem şudur.
Lütfen yukarıda mealini verdiğim ayeti başkalarına hatırlatın ve etrafınızdakilerin uyanışına katkı sağlayın.
Artık Allah ve Resulünü düşman olarak telakki edenleri dost görmelerine ve onlarla diyalog arayışlarına kalkışmalarına engel olmaya çalışalım. Unutmayın ki, Allah ve Resulünü düşman olarak telakki edenlerin niyeti bizi biz yapan değerleri yok etmektir.
Şimdi uyanış zamanı.......
Selam ve Sabırla.......................

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?