4 Ağustos 2014 Pazartesi

Dördüncü Kuvvet



Dördüncü Kuvvet

Veysi ERKEN

            “Sayılı günler tükendi” mısrasında belirtildiği gibi BAYRAM günleri bitti. Dertler ve ızdıraplar bitmedi. Gazze’den, Suriye ve Türkistan’a, Arakan’dan Mısıra, Kafkasya’dan Libya’ya ve coğrafi isimlerini sayamayacağımız topraklarda kan ve gözyaşı dinmedi, dindirilemedi.
            Sözde birleşmiş milletler var. Gerçekte beşLEŞmiş LEŞler var. BEŞleşlerin bir tek varlık sebebi var, o da haydut Siyonistlere hizmet etmektir. Dünya bunun farkına vardığı anda Siyonist katillerden kurtulma başlar.
            Türkiye BEŞ LEŞe karşı dünyayı uyarmaya ve uyandırmaya çalışıyor.
            İslam coğrafyasında katliam ve gözyaşı devam ederken ülkemizde Cumhurbaşkanlığı seçimine altı gün kaldı. Temennimiz eksik de olsa ilk olarak halkın oylarıyla gerçekleştirilecek seçimin hayırlara ve huzura vesile olmasıdır.
            Ülkenin huzuru için bu seçim fırsat bilinmeli ve dört milyon insanın beklediği BEDELLİ uygulaması seçimden önce kanunlaştırılmalıdır. BEDELLİ meclisteki her vekilin samimiyetinin ortaya çıkarılması için bir test aracıdır. Zira halkın taleplerini hiçe sayanların samimiyetinden bahsedilemez.
            Bu bağlamda Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Selahattin Demirtaş’a sesleniyorum. Samimiyetinizi gösterin ve BEDELLİyi torbalayın ki, halk huzur bulsun.
            Gündem ile ilgili bu kısa izahtan sonra esas meramıma geçeyim.
            Bilindiği üzere ülkemizde demokrasiden bahsedilir. Doğrusu ben ülkede demokrasinin varlığından kuşkuluyum.
            Demokrasinin olabilmesi için yönetim erklerinin tamamı ve birbirinden bağımsız bir şekilde Halk tarafından seçilmesi gerekir.
            Yönetim erkleri bize yutturulduğu gibi üç değil dörttür.
Yürütme, Yasama, Yargı ve Denetimden oluşan erkleri 3Y+1D şeklinde formüle edebiliriz.
Yasama dışında seçimle oluşturulan yönetim erki bulunmamaktadır. Mevcut durumda YÜRÜTME erki yasamanın içinden oluşturulmaktadır.
Bu kısa izahtan sonra Türkiye’de halkın katılımını esas almasını isteyen herkese sesleniyorum.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra gündeme getirilmesi gereken ilk iş Anayasa değişikliği olmalıdır. Tabi ki, değişiklik yönetimle ilgili erklerin düzenlenmesini kapsamalı ve 3Y+1D organları aynı zaman diliminde halk tarafından seçilmelidir.
Bu yazıyı okuyacak pek çok kişi erklerin seçimle oluşturulmasını yadırgayabilir. Bunu çok görmem. Çünkü insan zihni şablonlarla düşünmeye daha yatkındır. Dolayısıyla mevcut şablonlarla düşünmek insanın kolayına gider.
Önemli olan zoru başarmaktır.
Hepimiz yıllardır yasamayı yargıyı, yürütmeyi tartışıyoruz. Perişanlıklarından bahsediyoruz. DENETİMSİZLİKTEN yakınıyoruz.
Şayet yürütme, yasama, yargı ve denetim organları halk tarafından belirlenirse bugünkü oligarşik yapı kolayca çözülür ve milletin huzuru artar, tartışmalar azalır.
İlave olarak şunu hemen belirteyim ki, bugün yasama organı için nasıl ilkeler ve kurallar belirleniyorsa diğer organlar için de belirlenir.
Umarım ki, siyasetle ilgilendiğini düşünen her birey ve kurum 3Y+1D üzerinde düşünür ve dört organın da seçimle oluşturulması için çaba harcar.
Laf olarak üç kuvvet var, dördüncü kuvvet yok.
Haydı dördüncü kuvvet olan DENETİMle birlikte diğer üç kuvveti de halka seçtirelim.
Bunu gündemine almayanların samimiyeti şüpheli olup oligarşik yapının devamından yana bir tavırları olduğu sonucu ortaya çıkar.
Bekleyip göreceğiz.
Selam ve Sabırla. 04.08.14


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?