7 Ekim 2014 Salı

Müjde Değil İcraat



Müjde Değil İcraat

Veysi ERKEN

            Yıllardır “müjde”lerle oyalanıyoruz. Özellikle “yabancı el ve beyinlerin” merkezi olan medya “müjde”lerle toplumun oyalanmasının aracıdır.
            Satılmış medya kavramı cuk oturmakta.
            Satılmış medyanın eski/yeni ortağı cemadat medyası da aynı şeritte.
            Her şeyi kargaşaya çevirmeye çalışmakta ve müjdeler ertelenmekte icraata dönüştürülememekte.
            Artık müjde değil icraat bekliyoruz.
            Meclisin ilk toplanacağı gün “torba” biçiminde mi, “çuval” tarzında mı gelir bilemem ama artık müjde değil icraat bekliyoruz.
            Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu hocadan icraat bekliyoruz.
            Akademisyenler cidden oyalandı. Ecevit döneminden beri oyalama devam ediyor. Yıllar geçti, neredeyse yardımcı hizmetler seviyesine düştü akademisyenlerin gelirleri. Sözler verildi. Ben şahsen akademisyen başbakanın müjdelerini değil icraatını bekliyorum.
            Artık mağduriyeti bitiriniz ve teklifinizi meclisin gündemine getiriniz. Hem de ilk gün.
Müjde değil icraat lütfen.
Evet, müjde değil icraat bekliyor gençler.
BEDELLİ konusu artık gündemden çıkmalı. Hayırlı olsun tivitleyle oyalanmasın gençler.
Bilinen gerçek BEDELLİ sosyal yara olmaktan kangrene dönüştü. Böyle devam ederse toplumun duygularını zehirleyecek. Muhalefet ve kendini STK zanneden görevli kuruluşlar sağır ve dilsiz pozisyonuna girseler bile bu konu toplumsal duyguları tahrip ediyor.
Askerlik yapamayacak yaşa gelmişleri, işini kurmuşları, aşını bulmuşları ve dahi eşini seçmişleri GBT korkusu ile yaşatmak akıl kârı değildir.
Lütfen…
Söz vermeyen kalmadı. Başkan Erdoğan, Bakan Yılmaz, Komisyon Başkanı Kuzu ve vekiller. Her gün neredeyse BEDELLİ konusunda “müjde” ve “söz”  veriyor. Gençleri geriyor.
Artık “müjde”leri bırakınız “icraat”a geçiniz. Meclisin açılacağı gün konuyu gündeme getiriniz ve çözünüz.
Müjde değil icraat.
Artık lojman, sosyal tesis ve makam aracı saltanatına da son veriniz. Bu konuda da sözler ve müjdeler verilmişti.
Biliniz ki, lojmanlar bürokrasinin halktan kopmasına ve topluma tepeden bakmasına vesiledir.
Lojmanlar oligarşik bürokratik devletin araçlarıdır. Ve bütün lojmanlar elden çıkarılmalıdır.
Her kademedeki memur toplumla iç içe yaşarsa yöneten yönetilen kopukluğu azalır.
Artık icraat zamanı ilk gün konuyu gündeme getiriniz ve saltanata son veriniz.
Bu konuda da “müjde” değil icraat bekliyoruz.
Şimdi icraat zamanı.
Şimdi “sorun”ları “torba”lama ve çözme zamanı.

CHP

CHP yönetimi normalleşiyor mu?
Temennimiz bu yönde.
CHP yönetimi toplumun değerlerini samimi bir şekilde yaşayanlardan oluşursa ülkemiz ve ülkemizin insanı kazanır.
CHP o zaman normalleşir.
Bunun belirtileri var gibi görünüyor.
Kılıçdaroğlunun “umreye gittim”, Bekaroğlunun CHP Genel Merkezinde “mescit” açacağız ifadesi ve en son Hac ibadetini ifa eden Ensar Öğüt’ün “partili vekillerimizden daha çok kişi hacca gitmeli” demesi güzel gelişmelerdir. Normalleşmenin işaret taşları sayılabilir.
Samimiyetle ve ihlâsla hareket eden ve yaşayan bir CHP yönetimi ülkeye yeni şeyler kazandırır ve kendileriyle ilgili olumsuz algıyı değiştirir.
Bilindiği üzere toplum CHP’yi İslam’a yakın görmüyor. Bu algının değişmesi CHP’lilerin samimi ve ihlâslı İslam’ı yaşamalarına bağlıdır.
Böyle bir CHP’yi bekliyoruz. Bu gerçekleşirse CHP’in kendisini feshetmesi gerekir anlayışım değişecektir.
Bekleyip göreceğiz.

Tapınakçıların IŞİD’i

İnsanımızın zihni o kadar iğfal edilmiş ki, olay ve olguları doğru okuyamıyor. Kendine sunulanı ilaç zannedip zehirleniyor.
Bu zehirlenmenin sonucunda olay ve olguları “tapınakçıların ve onların uşaklığını yapanlar”ın mantığıyla değerlendiriyor.
“Enformatik cehalet” olarak ifade edilen travmatik durum budur.
Esed’in, Saddam’ın kuluçkalaşmasının ve bunlara karşı IŞİD tarzlı grupların oluşturulmasının bir tapınakçı projesi olduğunu bir türlü okuyamıyor insanımız.
Zaten bunu okuyabilseydi durum farklılaşırdı.
Bir Kılıçarslan, bir Selahaddin Eyyubi tavrı ortaya çıkardı.
Hadise budur.
IŞİD bir projedir.
IŞİD ve benzeri yapılar Ortadoğu coğrafyasının insansızlaştırılması projesinin parçasıdır. Bu coğrafyanın Siyonistlere peşkeş çekilmesinin aracıdır.
Halklar bu oyuna düşmemelidir.
Proje üzerinde yazı yazan ve yorumlayanlara bakınız. “Otoriteden izin alınmalıydı” diyenleri göreceksiniz. Siyonist tapınakçıları “otorite” görenler IŞİD’i bu coğrafyaya sürenleri fark etmez. Bilakis onlara hizmet eder.
Temennimiz insanımızın olay ve olguları doğru okuması ve tapınakçıların yeryüzündeki oyunlarını bozmasıdır.
Stratejik derinlik” bunu gerektirir.
Selam ve Sabırla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?