5 Mart 2016 Cumartesi

Mum Işığ



Mum Işığı*

Veysi ERKEN

            “Nur” ile “Nar” aynı köktendir.
            “Nur” aydınlatır. “Nar” yakar.
            “Nar” bazen ışığa dönüşür “Mum Işığı”da olduğu gibi.
Önemli olan “Nar”ı “Nur”a çevirmektir dil ile yazı ile şiir ile.
            Dil ile düşünürüz. Kelimeleri yan yana getirerek cümleleri ve mısraları oluştururuz.
            Marifet mısralarımızla ışık saçmaktır insanlığa. Marifet dizelerle savunmadır “Hakk”ı.
            Marifet umutsuzluğa savaş açmaktır Güllü gibi, gül gibi.
            “Umuda, umutla bir yelken açtım
            Sevdim, sevdikçe doyuma ulaştım
            Ne zaman ki bir öfke ve kin gördüm
            Onunla bir düşman gibi savaştım”
            Nefrete ve kine savaş açmak her herkesin değil ER kişinin harcıdır. Dillendirmek şairin işidir. Tıpkı Güllü hoca gibi.
            Kelimeler bazen gerçekliği, olumsuzluğu ve yorgunluğu da terennüm etmeli.
            Yorgunluk düşer günlere ve bedenlere. Bunları da dillendirmek gerek.
            “Günüm yoğun
            Beden yorgun
            Bitap bugün.
            ****
            Gülüm solgun
            Bülbül suskun
            Matem bugün.
            ****
            Mert geride
            Namert önde
            Kaygı bugün.
            ****
            El vermiyor
            Göz görmüyor
            Kasvet bugün.
            ****
            Sahte midir
            Gerçek midir
Muğlak bugün”
Hayat bazen bize muğlak da görünür. Amaç yoksa.
Amaç “Hakk”a kulluk ve kavuşmaksa muğlaklık berraklaşır.
“Güneşi görünce başlar buzun yası
Sevgi ile çözülür kalplerin pası…
Öfke, sinir, şiddet, hışım, hepsi sası
Sevgi, âlâ ne varsa hepsinin ası…
Bir gün değer görürse insanın hası
Biter o gün beşerin bitmeyen yası…”
Beşerin yası “Hakk”a kavuşmanın, “Hakk”la olmanın neticesi.
Kalemine sağlık Güllü dost, Abdulkadir Güllü hoca.
Sevgililerin en sevgilisi Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güllerindensin inşallah Güllü hocam.
Hayat hakikate uyanma ile başlar. “İnsanlar uyurlar, ölünce uyanırlar” denilir bir kelâm-ı kadimde.
Ondan mülhem olsa gerekir.
“Ölüm denen hakikat gerçeğe uyanmaktır
İnanan insan için Yüce Hakka varmaktır
Gidene üzülürüz!... Ayrılık kolay değil
Aslında ölüm, giden dostlara kavuşmaktır…”
Aziz dost Güllü hoca kavuşmayı ne güzel terennüm etmiş. Darısı diğer şairlere.
Hitamı selam ile yapalım.
“Hasretine kavuşur, candan sevenler
Muradına erer, istemeyi bilenler
Dik başlıdır, Hakka boyun eğenler
Helal olsun, dünya nedir bilene
Selam olsun, adam gibi ölene…”
Selam olusun Hakk’ı yaşayan, YÜKSELTENE.
Selam olsun Abbulkadir Güllü gibi olanlara.
Selam ve Sabırla…

*Mum Işığı, Dr. Abdulkadir Güllü, Asil Yayın Dağıtım, Ankara.
G.Ü. Teknoloji Fakültesi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?