13 Ağustos 2016 Cumartesi

Terörist Örgütlere Kapılmanın Ana Sebebi İslam’ın Öğretilmemesidir




Terörist Örgütlere Kapılmanın Ana Sebebi İslam’ın Öğretilmemesidir

Veysi ERKEN

            FETÖ ve benzer terörist örgütlerin hangi zeminde oluştuklarını/ oluşturulduklarını incelemek gerekir.
            Elbette dış mihrakların desteği, finansı, örgütlemesi söz konusudur. Bunu görmemek/ kabul etmemek ihanet değilse bile safdilliktir.
            Bunu bilmek ve ona göre tedbir almak elbette ki, bir zorunluluktur.
            Bu tespitle birlikte teröristin yetiştiği/yetiştirildiği zemine dikkat etmek gerekir. Bilinen husus zemin mümbit değilse tohum tutmaz.
            Dış güçler ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar zemin uygun değilse uşak ve piyon bulamazlar/yetiştiremezler.
            Yazıma bu şekilde başlamamın temel nedeni bir önceki yazımda kullandığım “Bütün insanlık biliyor ki, insanın inanmaya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç özgürce ve kaynağından giderilemezse, öğrenilmezse başka şekilde doldurulur.
            Bireylerin gönül dünyaları kolaylıkla pislikle doldurulabilir.
            Sadece soruyorum.
            Lütfen Allah rızası için doğruyu kendinize haykırınız ve aynı soruyu etrafınıza sorunuz.
            Kur’an-ı Kerimi kaç sefer “okuyarak, anlayarak yaşadınız.”
            Mealen de olsa Kur’an-ı Kerimi bir sefer hatmettiniz mi, bitirdiniz mi?
            Eminim ki, bu yazıyı okuyanların yüzde yüzüne yakın “hayır” cevabını verecektir.
            Bilinmelidir ki, İslam kaynağından öğrenilemezse nöbet yerleri terk edilmiş olur.
            Gönüller “insan şeytanları” tarafından işgal edilir ve “akıl” devre dışı olur.
            Kur’an*ı kerimin şu ayeti bu durumu izah etmeye yeter.
            “Akıllarını kullanmayanlar pislik içindedir. Yunus-100”  ifadelerdir.
            Bu ifadelerle ilgili yüzlerce mail aldım.
            Tamamına yakını tespitlerimi doğrulamaktadır.
            Evet, özellikle bir eğitimci olarak şunu tekrar edeyim.
            Eğer insanların inançlarını özgür bir ortamda ana kaynaklarından öğrenilmesine imkân hazırlanmaz ise başka yapılar/dış mihraklar insanların dünyalarını daha kolay işgal eder.
            İdeolojik olarak bir tasnif yapacak olursak Marksist’inden, ülkücüsüne, Alevi olarak nitelendirilenden Sünni’sine kadar herkes Müslüman olarak sıfatlandırılan bir toplumda doğup, büyüyüp serpilmiştir.
            Ancak toplumun yüzde yüzüne yakını Müslüman olarak nitelendirilmesine rağmen toplumun dini kaynaklarını okuma, anlama ve yaşama seviyesi çok düşüktür.
            Yüzde bir bile olmadığı kanaatindeyim.
            Tabii ki, bu kanaat tecrübelerle oluşmuştur.
            Sadece sıkıştığında “ben de Müslüman’ım”, “benim babam/dedem hoca/hacı/âlimdi” diyenler değil, dini tedrisatın içinde olanlara da sorduğumuzda Kur’an-ı Kerim’in okunmadığı, anlaşılmadığı ve yaşanmadığını görürüz.
            Dolayısıyla böyle bir sosyal yapıda yetişenlerin terör örgütlerine kapılmaları çok daha kolaydır.
            Bugün bütün terörist örgütlerin elemanlarını inceleyiniz bu gerçekle karşılaşırsınız.
            Buradan hareketle diyorum ki, sosyal hayatımızın zeminini doğru hazırlamak mecburiyetindeyiz.
            Özgür bir ortamda İSLAMI okumak, anlamak ve yaşatmak zemini terörist yapılardan/yapılanmalardan kurtulmanın başlangıcıdır.
            Buna itiraz edecek aklı evveller elbette çıkacaktır.
            Onlara tavsiyem Kur’an-ı kerimin emriyle akıllarını kullanmaları yönünde olmalarıdır. Zira aklını kullanmayanlar pisilik içindedir.
            Biz aklımızı, kalbimizi, gönlümüzü Kur’anla teçhiz ettiğimiz ölçüde “adalet”, “merhamet”, “sadakat” vs. niteliklere dayalı toplumu inşa eder, nesillerimizin FETÖ tarzlı terörist örgütlere kapılmalarını engelleriz.
            Yönetme gücünü elinde bulunduranların bu zemini hazırlamaları ahlaki/içtimai ve vatani görevleridir.
            İlgililere duyurulur.
            Tabii ki, duyuyorlarsa.
            Selam ve sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?