10 Eylül 2017 Pazar

Bir Savcı Hayal Ediyorum



Bir Savcı Hayal Ediyorum

Veysi ERKEN

            “Küresel haydutlar” yapacaklarını ve haydutluklarını gizleyemiyorlar. Hatta denilebilir ki, gizleme ihtiyacı hissetmiyorlar.
            Yeryüzündeki insanları diledikleri gibi ve istedikleri kurallarla yönetmek, yönlendirmek ve gerektiğinde katletmek istiyorlar.
            Bir nevi herkes onlar için köle ve meta.
            Kuralları kendileri koyarlar.
Ülkeleri kendileri şekillendirirler.
Yeryüzünü, toprağı, böceği, ürünü onlar tahrip ederler. Hayatı GDO’lulaştırmak onların işi, felsefesi ve idealidir.
Tabii, ahlaki, insani hiçbir davranışlarına rastlayamazsınız.
            Çünkü ilkeleri, mantıkları, inançları, idealleri budur.
            Hep iblislik ve şeytanlıktır işleri.
            Yeryüzünde ve her işte fesatlık vazgeçilmez gayeleri.
            Sondan başlayalım.
            Türkiye’de bakanlık yapmış birisi hakkında tutuklama kararı veriliyor.
            Sebep kendilerinin ambargo kararına aykırı ticarette bulunmakmış.
            Efendiler ya.
            Kimin kiminle ticaret yapacağına, kimin kimden silah alacağına, kimin kimi öldüreceğine onlar karar veriyorlar.
            Kimler bunlar.
            Küresel haydutlar.”
            Siyonist haçlı zihniyetinin karar alıcıları.
            İçimizdeki “nüfuz ajanları” bunları alkışlamaya devam ediyor.
            “Nüfuz ajanları” gazeteci, akademisyen, yazar, bürokrat, teknokrat, vekil,
            Gazetelerdeki manşetlere, adı “tartışma programı” olan rezillik gösterilerine, artist veya sanatçı kılıklılara, anlı şanlı bürokratlara bakınız “nüfuz Ajanları”nı anlarsınız.
            Siyonist haçlılarca görevlendirilmiş “nüfuz ajanları.
            Her ülkede mebzul miktarda var.
Udo Ulfkotte Almanya’daki gazeteci kılıklı nüfuz ajanlarını “Satılmış Gazeteciler” kitabında deşifre etmişti.
Ülkemizde de “nüfuz ajanları”nı deşifre edecek böyle  insanlar ve savcılar hayal ediyorum.
Hem ülkemizdeki “nüfuz ajanları”nı isim isim deşifre edecek, hem de küresel haydutlukta sınır tanımayan efendileri hakkında dava açacak şahsiyetler arıyorum. Gerçek anlamda gazeteci, akademisyen, sanatçı, kanaat önderi  ve savcı olanları arıyorum.
Cesur yürekli savcıları hayal ediyorum.
Ülkemizin ve insanlığın düşmanı olan örgütleri kurduranları, onları silahlarla donatanı, destekleyen ülke yöneticileri ve bürokratları hakkında dava açacak cesur savcıları hayal ediyorum.
Ticaretimizin, sanayimizin ve refahımızın önünde takoz olan küresel haydutlarla ilgili dava açacak savcılar arıyorum.
Küresel adalet ve barıştan yana savcılar arıyorum.
Sadece Türkiye’de değil. Yeryüzünün her noktasında arıyorum.
Hani “uluslar arası adalet divanı” diye bir kuruluştan bahsediliyor ya.
Eğer adalet divanı ise onları da göreve davet ediyorum.
Hani “uluslar arası ceza mahkemesi” var ya?
İşte onları da göreve davet ediyorum.
Yeryüzündeki zorbalara karşı harekete geçmeli savcılar ve kuruluşlar.
Harekete geçerler mi?
Hiç sanmam.
Çünkü onlarda küresel haydutların aparatıdır.
Buna rağmen “dünyanın beşten büyük” olduğunu gösterecek bir savcı ve mekanizma istiyorum.
Yeter dedirtecek savcılar ve mekanizmalar hayal ediyorum.
Küresel haydutların aparatı durumunda olan bütün örgütleri deşifre edecek bir adalet mekanizması istiyorum.
Cesur yürekli savcılar ve kuruluşlar hayal ediyorum.
Yeryüzünün her tarafını kana bulayan, insanları açlığa mahkum eden, kendi toprağında muhacir, mülteci ve mazlum durumuna düşüren Küresel haydutluğun yerine küresel adalet ve barış istiyorum.
Bu bir taleptir.
Gücüm buna yetiyor.
Küresel vicdanlılara duyurulur.
Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?