25 Aralık 2019 Çarşamba

Bütün Müslümanlar Birleşiniz


       Bütün Müslümanlar Birleşiniz

Veysi ERKEN
                                       Liderler ikiye ayrılır... Hareket üretenler ve düşünce üretenler...    Her ikisini birden üretenler ise sınırları değiştirenlerdir... 
                                                                                               Muhammed SALİH
           
Alp ve eren olmak kolay değildir. Bireyin veya bir grubun kendini bu iki kavramla tavsif etmesi “liderlik” sorumluluğunu beraberinde getirir. Alperen nitelikleriyle dünyaya nizamat vermek iddiasındadır. Çabası ve gayreti İlayı Kelimetullah mucibince âlemde nizamı kurmaya yöneliktir.
             Âlemde fıtrat gereği muhtelif renk ve inanışlar mevcuttur. Alperen farklılıkları yok ederek değil, varlıklarıyla birlikte tevhidi sağlamaya çalışır.
             Bu konuyu dile getirmemin temel nedeni “Milliyetçilik” konusunun geniş bir şekilde tartışılmasının gerektiği tezinin gündeme taşınmasıdır. Gönlü gibi genç olan Alperen Turan Güven (merhum sadece bu kelime ilave edilmiştir.) ağabeyle hasbıhal ederken “Milliyetçilik” konusunda bir bilgi şöleni düzenlemeyi düşündüklerini dillendirdiler.
            Bunun üzerine “değişmezlerle değişimi” öngörmeyen bir algılamanın bir işe yaramayacağını dile getirdim. Esasında milliyetçilik konusu “değişmezler”den bağımsız olarak tartışıldığından bu güne kadar tutarlı bir sonuca ulaşılamamıştır.
            Biz bu konuyu yıllar önce tez olarak hazırlamış ve tezimizde “değişmezler”i esas almıştık. Milliyetçiliği algılama tarzımız bugün de geçerlidir. Çünkü tezimiz eskimeyen yeniye dayanmaktadır*. Bilinmelidir ki, eskimeyen yeni Kur’an- Kerimdir.
            “Değişmez”lerimiz Kur’an-ı Kerimde mevcuttur. İnsan, insanlar arasındaki farklılıklar, yarış, üstünlük, takva gibi kavramlar ve bu kavramların toplumu şekillendirme tarzı geniş bir biçimde izah edilmiştir.
             İnsanlar, özellikle liderlik iddiasındaki Alperenler farklılıklarını koruyarak “rahmet toplumu”nu kurmayı hedeflemelidir. Bu idrak tarzı birleştiricidir. Farklı algılama birleştirici olmaktan uzaktır. Hamidullah bunu şu şekilde açıklar.
             “Şayet milliyetçilik dil, ırk veya doğulan yer benzerliği veya özdeşliği temeline dayanıyorsa, söylemeye hacet yok ki o zaman milliyetçilik sürekli olarak yabancılar meselesi ile karşı karşıya kalacaktır. Bu anlamda her milliyetçilik, bütün dünyanın sakinlerini hiçbir zaman kapsayamayacak kadar dardır. Dolayısıyla da, daima çatışmalar, savaşlar tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Aslında, bu milliyetçilik bağı da pek kesin ve güvenilir değildir; iki kardeş birbirine düşman olabilir ve ortak ideolojiye sahip iki yabancı dost olabilir.
             Kur’an dil, deri rengi veya tabiatın kaçınılmaz başka bir olayına dayalı her türlü üstünlüğü reddeder ve tek ferdî üstünlük olarak takvayı (tam dindarlığı) esas alır. İdeoloji toplumu İslam’daki ‘milliyetçilik’in temelidir. Muhammed Hamidullah, İslâm’a Giriş, ç. Cemal Aydın, TDV Yayınları, Ankara 1996, s.139.
            Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere Milliyetçilik algılamamızın temelinde Kur’an olmak mecburiyetindedir. Böyle bir algılama bireylerin ve toplulukların “takva”da yarışmasını beraberinde getirir.
             “Nasıl Bir Milliyetçilik?* Sorusunun cevabı o zaman doğru verilebilir ve “nizam” sağlanabilir. 
             Dünyaya nizam vermek iddiasındaki Alperenlerin artık bütün “dünya Müslümanları birleşiniz” anlayışıyla hareket etmelerinin ve dünyadaki bütün farklılıklara “adalet”le yaklaşmalarının ve milliyetçilik anlayışlarını buna göre inşa etmelerinin zamanı gelmiştir.
            Unutulmamalıdır ki “yanlış önermelerden doğru çıkarım elde edilmez”. Alperenlerin âleme nizam verme emeli ancak doğru önermeler üzerinde kurulacak medeniyet tasavvuru ile gerçekleşebilir.
             Bunu gerçekleştirmeye çalışmayanların yerine Allah başkasını ikame eder. Allah kullarına bu durumu şu şekilde bildirmektedir.
             “Ey iman edenler, sizden kim dininden dönerse Allah öyle bir kavim getirir ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı sever. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad yaparlar ve kınayanların kınamasından korkmazlar.  Bu, Allah’ın bir lütfüdür, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfü boldur. O her şeyi bilendir. Maide-54.”
             Haydi, Alperenler topluluğu doğru düşünmeye ve liderlik yaparak çözüm üretmeye...
             Selam ve Sabırla... 2005
·         Veysi ERKEN, Nasıl Bir Milliyetçilik? Berikan Yayınları, Ankara 2000.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?