9 Haziran 2014 Pazartesi

Çukurlaşma



Çukurlaşma

Veysi ERKEN

            Rahmetli Necip Fazıl seviyesizlerin vaziyetini tarif ederken  “alçak” dermiş. Ona hakaret davası açan biri için mahkemede efendim o alçak değil çukurdur demiş.
            Bayrağımızı direkten indirtme cüretini gösterenler de çukurlardır.
            Esasında farklı bir konuyu ele alacaktım. Çukurlar tarafından bayrak hadisesi olunca doğrusu nutkum tutuldu. Parmaklarım tuşlara bir türlü basmadı.
            Yazmak içimden gelmedi.
            Bayrak indirme affedilecek, küçük görülecek bir hadise değil. Yapanlar, yaptıranlar ve dahi göz yumanlar bunun bedelini ödemelidirler.
            Bedeli ne olursa olsun bu çukurluğun bedeli ödetilmelidir.
            En iyisi sizi merhum Arif Nihat Asya hocamızın Bayrak şiiriyle baş başa bırakayım. Bayrak şiiri hissiyatımın tercümanıdır.
            Umarım ki, sizin de hissiyatınızın tercümanıdır.

 BAYRAK

Arif Nihat Asya

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.

Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yeryüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!”

            Evet, aziz gönüldaşlar. Bayrağımızın dalgalandığı yerde korku da keder de olmayacak inşallah ve istediği yere onu dikeceğiz.
            Selam ve Sabırla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?