21 Eylül 2016 Çarşamba

Büyüklerini Rab Edinenler



 Büyüklerini Rab Edinenler

Veysi ERKEN

Her şeyin “edeb”i vardır.
Atalarımız “edeb yâ hû” derlerdi.
Edeb, kişinin elinden, dilinden ve belinden kimseye zarar gelmeme halidir. Bu hâl “HÛ”ya bağlı ise mümkün olur.
Edeb yazıda da söz konusu olmalıdır.
Yazı yazanlar, bir kavram veya bir başka konu ile ilgili yazı yazıyorlarsa, o konuyu veya kavramı iyi tahkik etmeleri beklenir.
Aksi takdirde faydalı olacaklarına zararlı olabilirler.
Özellikle son zamanlarda FETÖ’yü bahane ederek İslami kavramları veya müesseseleri esas alarak İslami hayata saldırmayı marifet zannedenler çoğalmıştır.
Bilerek, malum gazetelerde yazanları, televizyonlarda yorum yapanları kast etmiyorum. Onlar zaten görevli, Siyonist haçlı zihniyetli efendilerinin ve patronlarının emirlerine amadedirler. Verilen emir ve talimatlarla yorum yapıp yazı yazıyorlar. Diğerlerini kast ediyorum. İyi niyetli olabilirsiniz. Lütfen konu edindiğiniz kavram ve alanı tahkik ediniz ve buna göre yazı yazınız.
Böyle bir girizgâhı şunun için yaptım.
FETÖ tipi örgütlenmeleri hala İslami sosyal gruplar gibi göstermek isteyenlerin yazılarını okuyoruz.
Biliniz ki, büyüklerini RAB edinen bütün grupların İSLAMLA ilgisi yoktur. Bu durum "Onlar Allah’ı bırakıp, kulları durumundaki bilginlerini ve rahiplerini Meryem oğlu Mesih’i helâller ve haramlar ortaya koyan itaati zaruri otoriteler kabul ederek ilâh haline getirdiler. Hâlbuki onlara, candan Müslüman olarak bağlanacakları, yalnız bir tek ilâha saygıyla kulluk ve ibadet etmeleri emrolunmuştu. Hak ilâh yalnızca O’dur. Allah, müşriklerin, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında kendisine ortak koştukları şeyden münezzehtir. Tevbe-31
Ayet gayet açıktır. Büyüklerinin ortaya koyduğu hükümleri “kutsayan” veya  “mutlak emir” gibi telakki eden sapıklığa düşer.
Her Müslüman’ın değişmez ölçüsü Kur’an-ı Kerimdir. Hz. Peygamber vahyedileni tebliğ etmiş ve uygulamıştır.
Vahyedileni bırakıp büyüklerinin söz ve eylemlerini mutlaklaştıranlar şeytanların peşine düşmüşlerdir.
Kur’an-ı Kerim’de şeytanlar “ins” ve “cin” şeytanı olarak nitelendirilmiştir.
Özellikle “insan şeytanları”, Rahmanın kullarını, insanları aldatmakla meşguldürler.
FETÖ denilen yapı şeytan olan efendilerinin emriyle insanları iğva etmiş ve her şeye düşman haline dönüştürmüştür.  Nitekim şeytan “Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın. Araf 17” dediği gibi insanlara yaklaşmışlar, kandırmışlar, yaptıklarını süsleyerek milleti perişan etmişlerdir.
Bu yapı şeytan olan efendilerinin emriyle “Hani şeytan onlara yaptıklarını süslemiş ve “Bu gün artık insanlardan size galip gelecek (kimse) yok, mutlaka ben de size yardımcıyım.” demişti. Fakat iki taraf (savaş alanında) yüz yüze gelince (şeytan), gerisingeriye dönüp, “Ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğiniz şeyler (melekler) görüyorum. Ben Allah’tan korkarım. Allah, cezası çetin olandır” demişti. Enfal 48”
Hâsılı kelam, sadece FETÖ değil, adı sanı, sıfatı ne olursa olsun cenabı Allah’ın vahyini ve onun uygulaması olan Hz. Peygamberin sünnetini öncelemeyen her yapı İSLAMİ değildir.
Allah’ın vahyini ve onun uygulaması olan Hz. Peygamberin sünnetini öncelemeyen bu tür yapılar merhum Ömer Lütfi Mete’nin tabiriyle “Allah’sız Müslümanlık” peşinde koşan ve “Allah’a inanıp, Allah yokmuş” gibi bir hayat yaşayan ve şeytanların payandası haline düşmüş mahlûkların yapılarıdır.
Adı sanı ne olursa olsun bu yapıların tamamı İSLAM düşmanları tarafından oluşturulmuş, büyütülmüş, kullanılmıştır.
FETÖ kullanılmaya devam ediliyor. Posa haline dönüşünce bir kenara fırlatılacağından emin olunuz.
Lütfen bu yapıları İslam’la özdeşleştirmeyelim. Bilinmelidir ki, bunları İSLAMLA özdeşleştirenler art niyetlilerdir.
Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?