17 Eylül 2016 Cumartesi

Devlet Aklı ve Yönetimi Yanıltmaya Çalışanlar



Devlet Aklı ve Yönetimi Yanıltmaya Çalışanlar

Veysi ERKEN

            Modaya uyalım ve devlet aklı diyelim.
            Evet, “devlet Aklı”ndan bahsedilecekse onlarca yıl sonra ilk olarak “devlet Aklı”ndan bahsedilebilir.
            Yıllardır “devlet aklı” denilen akıl, başka devletlerin aklından başka bir şey değildi.
            “Bizden bir şey olmaz”, “Aman etrafımızda olan bitenle ilgilenmeyelim”, “Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Türkistan’da, Kafkas’larda, Balkan’larda olandan bitenden, katliamlardan, ABD işgalinden, AB sömürüsünden bize ne?” diyen akıl bizim aklımız değildi.
            Uzun bir zaman bizim akıl olmayan akıl tarafından idare edildik.
            Şükür artık, “bir dakika”, “dünya beşten büyüktür”, “Türkiye’nin kaderi Balkanlar, Kafkaslar, Türkistan coğrafyası ile birdir” diyen bir akla sahibiz.
            Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da ve dahi Türkiye’de Amerikalıların, İsraillilerin, Rusların, İngilizlerin, Almanların ne işi var diyen bir ufuk, bir anlayış ve bir akıl oluştu.
            Türkiye’yi Amerika’nın valisi idare etmiyor, elçiler haddini ve işini bilmeli ve bilecektir tarzında meydan okuyan bir devlet aklı oluştu.
            Bu akıl etrafa ziya saçmaya başladı. Suriye’de Amerikalıları kovmaya azmetti.
            Bu akıl ortak akıl haline geldi.
            Milliyetçisi, ülkücüsü, solcusu fark etmez. Kendini bu ülkenin sevdalısı gören herkeste oluştu bu akıl.
            Bu ülkenin her sevdalısı artık işgalcileri ve tapınakçıları bu akılla sorgular hale geldi.
            15 Temmuz işgal hareketi cenabı Allah’ın lütfü keremiyle bu ortak akıl ile yerle yeksan edildi.
            İşgalciler ve uşakları sorgulanır oldu.
            Siyonist haçlı tapınakçıları emellerinden vazgeçecekler mi?
            Elbette ki, hayır.
            Uşaklarını muhtelif adlarla ve örgütlerle devreye sokacaklardır.
            Bundan asla şüphe edilmemelidir.
            Uyanık, diri ve güçlü olunmalıdır.
            Aksi takdirde piyonlar hemen harekete geçer.
            Geçtiler bile.
            Mesela işgal hareketine karşı yapılanları boşa çıkarmak için mağduriyet kavramı devreye sokuluyor.
            Baksanıza Cumhurbaşkanının bir sözü çarptırılarak piyasaya sürülüyor.
            Kanaatime göre ilk önce Cumhurbaşkanına bir söz söyletiliyor, sonra da o söz işgalcilerin piyonları çarptırılarak yorumlanıyor, mağdur edebiyatı oluşturuluyor.
            Örnek mi istiyorsunuz?
            İşte örnek “at izi it izine karıştı”.
            Eminim ki, bu söz kasıtlı söyletilmiş ve üzerine hemen atlanmıştır.
            Bakınız bu söz üzerine FETÖ veya başka örgütlerin sözde itirafçıları bile yorum yapıyor. Liboşlar, görevliler, uşaklar vs. hemen televizyonlarda arz-ı endam ettiriliyor Sözler çarptırılarak yorumlatılıyorlar
            Uşakların söyledikleri, yazdıkları ve pompaladıklarına bakınız.
            Türkiye’de milyonlarca mağdur oluşmuştur.
            Bu ifadeler bilerek ve istenerek abartılıyor ve 15 Temmuz direnişini zayıflatmayı hedefliyor.
            Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün yetkililere sesleniyorum.
            Metin yazarlarınızdan başlamak üzere etrafınızdakilere, danışmanlara ve yorumculara dikkat ediniz.
            Lütfen söylediklerini, önünüze koydukları metinlerini ve sizlere ilettiklerini iyi tahlil ediniz.
            Aksi takdirde size söylettikleri bir ifadeyi cımbızlayarak sizin ve ülkemizin aleyhine kullanmaktan çekinmezler.
            Oluşan devlet aklını heba etmekten çekinmezler.
            FETÖ ve türevleri olan örgütlerin birer Siyonist haçlı maşası olduğunu unutmadan kendini hala gizlemesini becerenlerin tuzağına düşmeyiniz.
            Vatandaşın yanıltılmasına müsaade etmeyiniz.
            Oluşan ortak akıl ülkemizi eski ihtişamına kavuşturacak bir akıldır.
            Yeter ki, etrafta hala varlığını devam ettirmekte olduğunu düşündüğüm alçakların tuzağına düşmeyiniz, düşmeyelim.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?