Dünden bugüne "Şeytana Tapanlar"

 Şeytana Tapanlar

Veysi ERKEN

İnsanoğlu ilk yaratılış günlerinden itibaren “şeytan”ın telkinlerine maruz kalmış ve âdemoğlunun bir kısmı telkinlere uyarak azmıştır.

Ayette  şeytan “insan” ve cin” olarak ifade edilir. “Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak da âhirete inanmayanların kalpleri ona (o yaldızlı sözlere) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri kötülüğü bundan böyle de işlemeye devam etsinler.  En’am 112-113”

Ayetten anlaşılacağı üzere “şeytanlar” yaldızlı, süslü ve cerbezeli sözlerle insanoğlunu kandırmaya çalışırlar. Bir kısmı sözlerine kanarak yoldan (sırat-ı müstakim) saparlar.

Rabbulalemin bu sözlere kanmamamızı ister. “Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o hayâsızlığı ve kötülüğü emreder. Eğer Allah’ın size lütfü ve merhameti olmasaydı, sizden hiçbiriniz asla temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediği kimseyi tertemiz kılar. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Nur-21”

Zira şeytan hayatı fesada uğratan, hayâsızlığı ve kötülüğü yangınlaştıran telkinlerden başka bir telkinde bulunmaz.

Allah insanı bu şekilde uyarır ve şeytana tapınılmamasını ister. “60-61-Ey Âdemoğulları! Size “Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için apaçık bir düşmandır; bana kulluk edin, doğru yol budur” dememiş miydim? 62-Nitekim o şeytan sizden nice nesilleri saptırdı. Hiç aklınızı kullanmıyor muydunuz? 63-İşte size bildirilen cehennem bu! 64-İnkârcılıkta ısrar etmenize karşılık girin oraya! 65-O gün onların ağızlarını mühürleriz; yapmış olduklarını elleri bize anlatır, ayakları da tanıklık eder. 66-Dilesek (dünyada da) gözlerini büsbütün kör ederdik de yolu bulmak için çabalayıp dururlardı; ama o takdirde nasıl görebileceklerdi ki? 67-Yine dilesek oldukları yerde onların mahiyetlerini değiştirirdik de (taş gibi) artık ne ileri gidebilirler ne de geri dönebilirlerdi. 60-67Yasin Süresi”

Bütün uyarılara rağmen “şeytan”lara uyanlara (kâfir, münafık) şeytan dönüp ben sizden uzağım der. Ayette “Münafıkların durumu ise tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, “İnkâr et” der; insan inkâr edince de, “Şüphesiz ben senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” der. Haşr-16” şeklinde belirtilir.

İlk dönemden itibaren insanoğlunu kandıran şeytanlar günümüzde de varlığını devam ettiriyorlar. Hem de kullanmadıkları vasıta ve yöntem yoktur.

Bilhassa fetövari örgütlerin tamamı şeytanı, heva ve heveslerini ilah edinmişlerdir. Dünün haşhaşileri, tapınakçıları, karmatileri ne ise bugünün fetövari örgütlenmeleri aynıdır ve şeytanlar gibi süslü ifadelerle insanı yoldan saptırmaktadır.

Şeytanın yolundan gidenleri uyarmak her Müslüman müminin görevidir. Ayetlerde “emr-i bil maruf ve nehyi anil münker” görevi verilmiştir.

Fetövari örgütler açlık, yokluk, ırkçılık ve benzer kavramlarla Müslümanların arasında fitne ve fücura sebebiyet vermektedir.

Bilhassa bu örgütlenmeler ağababaları olan iblisin emrine amade bir şekilde konumlandırılmışlardır ve her yerde, her kurumda bu mel’anetlerini sergilemektedirler.

Şeytanların şerrinden muhafaza olmanın yolu Kur’an’a sarılmaktır. Sırat-ı müstakim budur.

Korunmak isteyen kişi Kuran’ı kerimi okuyup, öğrenip, anlayıp ve yaşamak zorundadır.

Allah’ın rızası (Rıza-i bâri) ancak bu şekilde kazanılır ve şeytanın iğvalarından korunulur.

Şimdi şeytanlardan korunma zamanı.

Selam ve Sabırla… 06.05.2022