29 Mayıs 2022 Pazar

Küresel Vicdanın Dilinden ÖZGÜRLÜK FİLOSU

 Küresel Vicdanın Dilinden ÖZGÜRLÜK FİLOSU

Veysi ERKEN

Hem fert hem de toplum olarak insanoğlunun hayatının sürecinde üzüntü, keder ve sevinç anları, günleri ve ayları vardır diyebiliriz.

Toplum olarak Mayıs ayının son günlerinde hem üzüntülü, bizleri kedere gark eden zamanlara hem de sevicimize sevinç katan olay ve olgulara rastlıyoruz.

Evet.

Toplum olarak 27 Mayıs hüznün, kederin ve zulmün tarihe nakşedildiği bir gün olarak kayda geçmiştir.

Tasmaları tapınakçıların elinde olanların kışkırtmaları ile 27 Mayıs1960 (darbe günü) kara gün olarak tarihte kayıt altına alınmıştır. 27 Mayıs günü zalimlerin lanetle anıldığı ve anılacağı gün olarak tescillenmiştir.

Yine bir Mayıs günüdür.

Tarih 28 Mayıs 2013’ü gösterdiğinde yine ipleri ve tasmaları haşhaşi, fetöcü tapınakçılarının elinde olan OTPOR elemanları tarafından GEZİ olayları başlatılmış ve ülkemizin her tarafı yakılıp yıkılmak istenmiştir. Manevi tahribatın ölçüsü belli değil ama maddi yıkımı yüz milyarlara ulaştığını bilmeyen yoktur.

Gezi zekâlıların ülkemizdeki tahribatı yıllara sâri olmuş ve olmaktadır.

Buna mukabil 29 Mayıs günü bizim için sevinç ve sevgi günüdür. Bilen ve inanan bilir. 29 Mayıs 1453 gönüllerin, yüreklerin ve kalplerin fethedildiği, sürur ile dolduğu gündür. Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın sav müjdelediği fetih ile şehir fethedilmiş, şehrin sembolü Ayasofya camiye çevrilmiş İslambol’a dönüştürülmüştür. Komutan Fatih olmuştur. Artık o Fatih Sultan Mehmet’tir.

Tüm zamanlarda 29 Mayıs dünden bugüne sevinç günü olarak yansımıştır. Bugün de bu sevinç günü “Millet Bahçesi” olacak alana 145300 ağacın dikilmesiyle şenliğe ve şölene dönüşecektir.

Millet ve İslam toplumu olarak sevincimiz daim olsun inşallah. Bütün günlere, aynalara, yıllara ve zamanlara sâri olsun inşallah.

Ah Mayıs.

Neleri içinde barındırmıyorsun sen.

Hem hüzün hem de sevinçlerle dolusun.

İşte hüzünlü ve kederli günlerinden bir gün.

“Küresel Vicdan Sahipleri”nin “Küresel haydutlar” tarafından susturulmaya çalışıldığı bir zaman dilimi.

Gün 30 Mayısı 31 Mayısa bağlayan gün. 31 Mayıs 2010 sabahı.

“Küresel Vicdan sahibi” olanları Gazze’ye götüren filonun (6 gemi) en büyük gemisi “Mavi Marmara” gemisi uluslar arası kabul edilen alanda “küresel haydutlar” tarafından saldırıya uğruyor. Filo “insani yardımla birlikte 750 aktivisti de taşıyordu. Almanya, Kuveyt, İsrail, İrlanda, İsveç, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Fas, Yemen, Mısır ve Cezayir gibi 36 ülkeden gelen aktivistler arasında 15’den fazla milletvekili, 60’ın üzerinde uluslararası basın mensubu, sanatçılar ve Nobel Barış Ödüllü aktivistler de yer alıyordu.

Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan ve sadece yardım gönüllüleri ile insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara, Sfendoni, Challenger I, Eleftheri Mesogios, Gazze I ve Defne Y gemilerinden oluşan Gazze Özgürlük Filosu, 31.05.2010 günü İsrail askerlerinin hukuk dışı saldırı ve müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. Bu saldırı esnasında ve devam eden süreçte 10 insani yardım gönüllüsü hayatını kaybetti, 56’sı ağır yaralandı.”

Evet,

Şehit ve gaziler verildi. Haydutlar can aldı. https://ihh.org.tr/mavi-marmara

Millet ve küresel vicdan sahipleri olarak acıya ve kedere gark olduk ve oluyoruz.

Nasip olmayınca bir yerde yer alamıyorsunuz. Mavi Marmara sefinesinin ashabı ile ilgili yazı yazmıştım o günlerde. İçinde doğrudan doğruya tanıdıklarım vardı. https://veysierken.blogspot.com/2010/06/ashab-sefine.html

Merhamet yüklüydü sefine.

İnsani yardım götürüyordu Mavi Marmara filosu ve yolcuları.

Küresel vicdan sahibiydiler ve haydutlara karşı özgürlük mücadelesini yürütüyorlardı. Milliyetleri, dinleri, renkleri ve dilleri farklıydı ama hepsi “vicdan” sahibiydi hepsi.

“Gazze Özgürlük Filosu, dünyanın dört bir yanından yeryüzünde adaletin hâkim olması için Bu, her daim adaletten yana tavır alabilecek insanların oluşturduğu bir erdemliler topluluğuydu. Zira o gün Gazze için bir araya gelen ve dünyanın vicdanını simgeleyen bu topluluk, zulme uğrayan İsrail halkı olduğunda da adaletten yana aynı tavrı gösterebilecekti. İnsanlık adına yola çıkan ve Gazze’ye umut taşıyan ‘İnsanî Yardım Filosu’nda kırka yakın ülkeden yedi yüzü aşkın barış gönüllüsü, özgürlük şarkıları eşliğinde bölgeye ulaşmaya beklerken Uluslar arası sularda tüm dünyanın gözleri önünde İsrail askerlerinin saldırısına uğradı.

Gazze için hayatî önemi olan İnsanî Yardım malzemelerini taşıyan ve insanlığın adalete duyduğu özlemi dünyaya haykıran insani yardım filosu 31 Mayıs sabahına İsrail askerlerinin silah sesleriyle uyandı. Tamamı sivillerden oluşan filoya yapılan saldırıda Mavi Marmara gemisinde bulunan 9 Türk vatandaşı hayatını kaybetti, 50’den fazla kişi yaralandı. Filonun diğer gemilerini de şiddete dayalı yöntemlerle durduran İsrail donanması Gazze Özgürlük filosunun tüm yolcularını esir alarak hapse gönderdi, İnsani yardım malzemelerine ve gemilere el koydu. Tarihe mal olan liderler, olaylar, eserler vardır; nesillere öncülük eden, çığırlar açan, destanlar yazan… mevcut haksızlıklara dur diyen güçlü sesler vardır, tarihin akışını değiştiren… Gazze özgürlük filosu, Gazze limanına ulaşamadı belki ancak tarihi bir misyonu yerine getirdi. Filo, Filistin halkının maruz kaldığı haksızlıkları ve İsrail zulmünü dünyaya birebir gösterdi, siyasetin gölgesinde kalan, dezerfermasyon ve medya karartmaları ile gizlenmeye çalışılan Filistin meselesi tüm dünyada tartışılır hale geldi. Ve artık dünyada haksızlıklara rıza göstermeyen insanların sesi çok daha gür çıkıyor.”(1)

Evet, belki 31 Mayıs kara bir gün olmuş ve tarihe not olarak düşülmüştür. Ama “Küresel vicdan”ın sesi daha gür çıkmaya ve haydutlara daha gür çıkmaya başlamıştır.

Artık bütün coğrafyalardaki mazlumlar için Özgürlük filoları devreye girmelidir.

Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Afrika’da ve dünyanın bütün coğrafyalardaki “Küresel Haydutlar”a karşı “Küresel Vicdan”ın sesi daha gür ve yüksek çıkmalı “Özgürlük Filo”ları yola daha kesif çıkmalıdır. Yola çıkmanın zamanı gelmiş ve geçiyor.

31 Mayıs kara gün olmaktan çıkarılmalı, 29 Mayıs 1453 ruhu ile gönüllerin fethi günlerine dönüştürülmelidir.  29 Mayıs günlerinde gönüller fethedilmeli, insanlar özgürleştirilmeli ve ruhlar ihya olmalıdır.

Var mısınız?

Küresel vicdan sahibi misiz, yoksa vicdansız mısınız?

Safınız belli olsun.

Kara günleri fetih günlerine çevirecek filoların gemilerine bininiz, binelim. Mavi Marmara ashabı gibi filoda yerimizi alalım Kostantiniyeleri “İslambol”lara çevirelim ki, Mihail Kosesler Köse Mihailler olsun.

Çorbada tuzumuz olsun.

Selam ve Sabırla…

1-    Zahide Tuba Kor, Küresel Vicdanın Dilinden Özgürlük Filosu, Yolcularla Söyleşiler, İHHKİTAP, İstanbul-2011.

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?