13 Temmuz 2022 Çarşamba

Öğrenim Özgürlüğü sağlanmalıdır ki “Doktor” sorunu çözülsün

 Öğrenim Özgürlüğü sağlanmalıdır ki “Doktor” sorunu çözülsün

Veysi ERKEN

Devlet Bahçeli yerinde ve doğru bir tespitte bulundu. Türk Tabipler Birliği kapatılmalıdır dedi. Aynen katılıyorum.

Daha fazlasını yıllardır istiyorum ve yazıyorum. Bu konuda onlarca yazım ve teklifim vardır.

Sadece Tabipler birliği değil, bütün mesleki kuruluşlar kapatılmalıdır. Zira mevcut halleriyle üye(zorunlu)lerine yük olmaktan başka işe yararlılıkları yoktur.

Tabii ki, bu konuda yazılacak ve söylenecek çok şey vardır ve bunu ben en az otuz yıldır gündeme getirmeye çalışıyorum.

Konuyu sadece Tabipler birliği ve doktorluk mesleğine getirecek olursak evet Tabipler birliği kapatılmalıdır. Zira tabipler birliği “tabip” yetiştirmenin engelleri arasında yer almaktadır.

Ne zaman bir tıp fakültesi kurulmaya çalışılsa ilk karşı çıkanların başında tabipler birliği yer alır. Öğrenim özgürlüğünün kısıtlanmasını ister, hatta imkân bulursa tıp fakültelerinin kapatılmasını bile isteyebilir.

Esasında her alanda ve dalda öğrenim özgürlüğü olmalıdır ki, bazı meslek erbabı kendini vazgeçilmez sanmasından toplum olarak kurtulalım.

Bugün tıp mezunlarının ekseriyeti kendini toplumdan üstün ve vazgeçilmez görür.  Mesleklerini kutsar. Ekseriyeti herkese tepeden bakar. Bilinmelidir ki, hiçbir mesleğin kutsallığı veya üstünlüğü yoktur. Arz az ise meslek mensubu kendini ve mesleğini kutsar.

Tıp alanından mezun olanların ekseriyeti kendini yetiştiren eğitimcileri de küçümser.

Bilindiği üzere “talep” çok, “arz” az ise piyasada kıtlık ve sıkıntı olur. İktisat, eğitim, mühendislik, hukuk, vs. alanlarda “arz” fazla olduğundan bu mesleklere sahip olanlar kendilerini üstün ve vazgeçilmez göremiyorlar.

Tıp eğitimi alanında maalesef “arz” az olduğu için “doktor”ların ekseriyeti kendilerini toplumdan ayrı ve üstün görüyorlar.

Bu sorunun temel çözümü bütün alanlarda öğrenim özgürlüğünün tam sağlanmasıyla mümkündür.

Bilgi ve beceriye talip her fert dilediği “alan”da, dilediği “zaman”da ve dilediği “miktar”da bilgi ve beceri sahibi olabilmelidir.

Kişi zekâsına, zamanına, yeteneğine ve kabiliyetine güveniyorsa birden çok bölüme, branşa ve mesleğe yönelik fakültelere sınavsız ve sınırsız bir şekilde kayıt yaptırabilmeli, belgelendirilmeli ve istediği mesleği icra edebilmelidir.

Devletin bir tek görevi vardır. O da “öğrenim Özgürlüğü”nün gerçekleşebilmesi için gerekli “arz”ı ve “ortam”ı sağlamasıdır.

Bunu yazmamın sebebi “öğrenim” konusunun Devletin tekelinde olmasıdır.

Bütün alanlarda öğrenim özgürlüğü sağlanmadığı müddetçe “tababet” alanında sorunlar bitmez, doktorlar köylere gitmez, millet de hastane kapılarında sürünmeye devam eder.

Çözüm için hemen ve dahi vakit geçirilmeden bütün devlet ve eğitim araştırma hastanelerinin bünyesinde “tıp” fakültelerinin açılması ve dileyen her bireyin sınavsız bir şekilde gidip kaydını gerekir.

Temennimiz ve teklifimiz budur.

Gerçekleşir mi?

Zannetmem.

Çünkü oligarşik bürokrasi toplumun önüne setler çekmeye devam ediyor saltanatının bitmemesi için.

Haydi, tüm yetkililer, etkililer ve kanun koyucular oligarşik çarkı kırmak, meslek teşekküllerini kapatmak veya yeniden düzenlemek ve sağlık hakkının kullanımını sağlamak için harekete geçiniz ve öğrenim özgürlüğünü sağlayınız.

Selam ve Sabırla…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?