Aklı, Vicdanı, Gönlü Kirli Olanlar
Veysi ERKEN Dr.
“AKLI kirliyse herkesi yanlış, Vicdanın kirliyse herkesi kötü, Gönlün kirliyse herkesi çirkin görürsün” diye meşhur söz vardır.
Şeytanın adımlarını takip edenlerin her şeyi, aklı, vicdanı, gönlü kirlidir.
Allah, insanın bilgi sahibi olmasını ve hakkında bilgi sahibi olmadığı şeylerin peşinde gitmemesini ister.
Zira şeytan, insanı kandırarak bilgi sahibi olmadığı şeylerin peşinde düşmesini ve sapıtmasını ister. “Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytana ayak uydurursa bilsin ki, o edepsizliği ve kötülüğü emreder. Allah’ın lutfu ve rahmeti sizinle olmasaydı içinizden hiçbir kimse günahtan asla arınamazdı, fakat Allah dilediğini arındırır; Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir. Nûr-21” ayetiyle insanoğlu uyarılır ve kötülüklerden korunması istenilir.
Bilindiği üzere bilgisizlik kötülüğün, aklın, vicdanın ve gönlün kirlenmesinin sebeplerindendir.
“Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur. Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin. Bütün bunların kötülüğü, rabbinin katında istenmeyen şeyler olmasıdır. İşte bunlar, rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdir. Allah’tan başka tanrı tanıma; sonra kınanmış ve kovulmuş olarak cehenneme atılırsın. İsrâ, 36-39”
Hakkında bilgi sahibi olmadığımız, şeytanın iğvası/aldatması olan şeylerin peşinde düşmemizden organlarımız, aklımız, vicdanımız ve gönlümüz de sorumludur. Zira onlarla işitir, görür ve kavrarız.
Günümüzün dünyasında olup bitenleri doğru okuyabilmek ve yorumlayabilmek için “akl-ı selim ve hiss-i selim”e, temiz akıl, vicdan ve gönül sahipliğine ihtiyaç vardır.
Heyhat!
İnsanımızın ekseriyetinin zihni, aklı, vicdanı, gönlü işgal altında olduğundan, kirletildiğinden akl-ı selim ve hiss-i selimi ortadan kalkmıştır.
Akl-ı selimini ve hiss-i selimini kaybetmiş, bir başka deyişle zihni işgal edilmiş olan insanımızın ekseriyeti olup biteni yorumlarken medya şeytanlarının tesirinde kalmaktadır. Medyanın gücünü Aldous HUXLEY “Kalem ile ses en azından kılıç ölçüsünde keskindirler, bir başka deyişle, kılıç, yazılı ya da sözlü bir buyruğu yerine getirmek için kuşanılır. İlerleyen teknoloji” güçlü”leri daha da güçlendirmiştir, onları yalnızca daha güçlü, daha yetkin zorlama ve sindirme araçları ile donatmakla kalmamış, ellerine bir de geçmiş hükümdarların buyruğundakilerle karşılaştırılamayacak ölçüde kat kat üstün “inandırma ve kandırma araçları”nı bularak vermiştir. Basın çarkı ile radyo ekonomik ve siyasal güçlerin bir yerde toplanmasında büyük katkıda bulunmuşlardır” biçiminde ifade etmektedir.
Günümüzün dünyasında yönetme gücünü eline geçirmiş olanların zorbalıkları “inandırma ve kandırma” araçlarıyla zihni, aklı, vicdanı ve gönlü kirletilmişlere doğru olarak gösterilmekte ve saf kitlelerin beyinleriyle birlikte duyguları işgal edilmektedir.
Evet...
Üzülerek ifade etmeliyiz ki, insanımızın zihni, aklı, beyni, vicdanı, gönlü medyayı vasıta olarak kullanan Gayrı Müslimler, radikal Yahudiciler, radikal Hıristiyancılar ve radikal dinsizler tarafından işgal edilmiştir ve kirletilmiştir.
Bahsi geçen radikallerin, sabetayistlerin, pakradunilerin ortak paydaları “İslâm düşmanlığı”dır.
Medyanın köşebentleri olan şeytanlar, tapınağı oluşturan efendilerini memnun etmek için ha bire kalemleriyle kusuyorlar.
Zihinlerimiz, aklımız, vicdanımız, gönlümüz kirlenmiş ve kültürel işgal zihinsel sathın tamamını kaplamıştır. Zihinsel işgal nedeniyle “vatansever” zannettiğimiz kimselerin çoğunun “vatan satan” olduğunu, Müslüman Türk zannettiklerimizin çoğunun da “contürk”leştiğini ibretle ve hüzünle fark etmekteyiz.
Bu olumsuz gidişattan kurtulmak mümkün değil mi?
Elbette kurtulmak mümkündür.
Kurtuluş için doğru teşhis ve tedavi gerekir.
Kurtuluş zihinleri, akılları, vicdanları, gönülleri ve duyguları İSLAM mayası ile mayalandırmak ve Kur’an aydınlığıyla aydınlatmaktır.
Selam ve Sabırla... 25.08.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?