28 Nisan 2022 Perşembe

Gezi Davası Sonuçlandı mı?

 Gezi Davası Sonuçlandı mı?

Veysi Erken

2013 Mayıs ayının son günleri İstanbul gezi parkında eylem başlatılıyor. “Niyet kötü akıbet kötü”.

Belli ki, “One Minute”in intikamı alınacak, Türkiye’nin kalkınması ve gelişmesi durdurulacak, korku ve endişe hâkim kılınacak ve ülke tahrip edilecek.

Niyet belli ve kötü.

Bahane “ağaç”. Parktaki 9 ağaç sökülecekmiş de onun için eylem yapılıyormuş?

Evet, tam bahanedir ağaçlar.

Organizatörler yerli ve Müslüman olmayanlar, çoğu Müslüman görünümlü ihanet şebekesinin elemanları.

Niyetin kötü olduğu birkaç gün sonra ortaya çıkıyor. Niyet ağaç değilmiş.

Birkaç gün sonra elebaşları görünümünde olanlar taleplerini dile getiriyorlar. Üçüncü köprü, üçüncü havaalanı inşaatı, tüneller, yollar ile ilgili yatırımlar durdurulsun.

Hani konu “ağaç” idi. Meğerse değilmiş.

Anlamadınız mı diye avazları çıktığı kadar bağırıyorlar.

 Tabii ki niyet kötü idi ve bütün grupları aynı “el” dışarıdan hareket ettiriyordu.

Masum eylemler “ahtapot”un bir başka kolu marifetiyle çığırından çıkarıldı ve ülke yağmalandı adeta.

O günler asla unutturulmamalı ve hesabı sorulmalıdır.

Gezi davası sonuçlanmadı.

Sonuçlanmamalı bu halle.

Ülkeyi tahrip edenlerin, gelişmemizi engellemeye çalışanların ve onları destekleyenlerin tamamı milletimizin gönlünde mahkûm oldukları gibi mahkûm edilmelidirler.

Evet.

Gezi olaylarının organizatörleri görünümünde olanlardan birkaç kişi hakkında mahkûmiyet kararı çıkmıştır.

Bu karardan feveran edenlere bakınız ülkemizde sahnelenen oyunları görürsünüz.

Bizler görüyoruz.

Türkiye’nin muhalifleri el ele, kol kola hizalandırılmış ve nefretlerini kusar pozisyonunda konumlandırılmıştır.

Ebu Cehilin yolunda olan, yüzünü güneşe çeviren, günümüzün jönleri olanlar, tek aylaklı masa etrafında konumlandırılan 28 Şubatçılar ve özellikle 24 Nisan’ı sembol seçenler hep aynı sahnede.

Gözyaşı döküyorlar.

Ülkemizi tahrip edenler için gözyaşı döküyorlar.

Bir yerleri acıyormuş.

İhanet şebekesinin bütün elemanları bir araya getirilmiş “ahtapotun beyni” tarafından. Kimi politikacı, kimi yazar-gazeteci kılıklı, kimi patron, kimi de sıradan eleman.

Hepsinin ortak özelliği “hain ahtapot”un bir kolu ve elemanı olması, kullanışlı bir elemanlar topluluğu olması.

Ahtapot “saldır co” komutunu verince hep birlikte saldırıya geçiyorlar.

Dün olduğu gibi şimdiki zamanda da sahnelenen oyun aynı.

Dün nasıl Jönler, ittihatçılar ve İslam düşmanları nasıl bir araya getirilip ülkemizin üzerine salınmış ve ülkemizin dağılmasına yol açılmışsa bugünlerde de sahnelenen oyun aynıdır.

Değişen sadece figüranlardır.

Her kılığa sokulan figüranlar.

Unutulmamalıdır ki, Gezicilerin ataları olan “jön” ve “İttihatçı” zihniyet oluşturulmasından beri bize ait değerleri, İslamî ilke ve kuralları ortadan kaldırmakla memur edilmiştir.

Bilindiği üzere bir zihniyetin oluşumunda etkili olan, onun başlatıcıları ve vazettikleri ilke ve kurallardır.

Yahya Kemal gezicilerin ataları olan jön ve ittihatçılar için "İttihat ve Terakki kadar bin türlü zihniyeti, bin türlü yaratılışı, bin türlü emeli bir araya toplamış ve dağılmamış, bilâkis, zaman geçtikçe daha ziyade top­lanmış ve kuvvetlenmiş siyasî bir cemiyeti Avrupa'­nın ve Asya'nın tarihinde göstermek imkânsızdır.

 İttihatçı ittifakının içinde en dinsiz masonlar yanında en şedîd İslâm İttihatçıları; en geniş insaniyetçi ve medeniyetçiler yanında en dar kafalı milliyetçiler bu­lunduğu gibi, en seciyeli tanınmış adamlarla seciye­sizlikleri herkesçe malûm adamlar, maddî menfaatlerden uzak, temiz vatanperverlerle vurguncular ve harb zenginleri yan yana ve biribirini çok sever olarak görülüyordu. Böyleyken İttihat ve Terakki dağılmadı. Bu terkibi Talat vücuda getirmiştir." Yahya Kemal, Çocukluğum, Gençliğim, Siyasî ve Edebî Hatıralarım, 3. baskı, 1986, s. 171-176. biçiminde tavsif etmiştir.

Ülkemizin neredeyse her şeyini kaybettiren bu zihniyet maalesef bugün de varlığını en çok CHP ve iltisaklılarında devam ettiriyor ve her olumlu icraata karşı çıkıyor. Gezi olaylarını da bu şekilde okumak durumundayız.

Esasında tarihin derinliklerine uzanmaya gerek yok.  Gezici diye nitelendirilen zihniyetin karşı çıkmadığı bir proje göremezsiniz.

Maalesef bu yapı ve zihniyet en çok CHP, türevlerinde ve iltisaklılaştırılmış olanlarda devam ediyor. Bu zihniyet tarih boyunca “tahripkâr” olmuştur.  Olmaya devam ediyor.

Bunun içindir ki, bu zihniyette olanlarda komplo, kumpas, şantaj, yalan, hile ve hurda eksik olmaz. Bu yöntemler “efendileri dışarıda olan zihniyet”in temel usulleridir.

Hâsılı kelam gezi kalkışmasının elebaşlıları görünümündeki kişileri mahkûm etmek yetmez, onları arkalayan, arkalamaya çalışan herkesi mahkûm etmek gerekir ki, Türkiye’nin düşmanları olan gezi zekalılar hayatımızdan çıkarılabilsin.

Selam ve Sabırla…28.04.2022

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?