11 Nisan 2022 Pazartesi

Zulüm Sizi de yok eder

 Zulüm Sizi de yok eder

Veysi ERKEN

Not:  O günün zalimlerinin yok oluşunuhep birlikte gördük elhamdulillah. Bundan sonra da zulüm zalimleri yok etmeye devam edecek

Tarih tekerrürden ibaretmiş. İbret alınsaydı tekerrür mü edermiş?

Gerçekten de tarih bir boyutuyla ülkelerin, devletlerin, milletlerin ve dahi zalimlerin çöküş, yok oluş ve kötülükle anılış tekerrürünün hikâyesidir.

Tarih süreci içerisinde güçlü devletlerin, milletlerin, krallıkların ve saltanatlıkların kuruluş, gelişim, yükseliş ve yıkılışları tahlil edildiğinde karşımıza birbirinin zıttı olan iki önemli kavram çıkar.

Adalet ve Zulüm.

Adalet, hakkın “hak sahibine kayıtsız ve şartsız olarak teslimini ifade eder”. Bilhassa günümüzde sıkça tadat edilen;

 nefsi,

nesli,

malı,

aklı

ve inancı koruma, geliştirme ve yaşama hakları adaletin tecellisi ve mülk (devlet)ün devamı için ön şarttır.

Adalet, devletin sürekliliğinin teminatı olduğu gibi, halkın itimat, iyilik ve ülfet (tanışma, kaynaşma ve yakınlaşma)inin kaynağıdır.

Toplumların güçlenmesi adaletle olur. Bu gerçeği Rabbulalemin olan Allah: “Muhakkak ki Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya yardım etmeyi emrediyor. Zinadan, fenalıklardan ve insanlara zulüm yapmaktan da nehyediyor. Size böylece öğüt veriyor ki, benimseyip tutasınız. Nahl-90”.

Adalet toplumların dirliği için ön şart olduğu gibi zulüm de milletlerin yıkılışının ve yok oluşunun ön şartıdır.

Zulüm “hakk”ın hak sahibinden alınmasıdır. Zulüm hür iradenin gaspı ve kişinin tecrit edilmesidir.

Bilhassa zulüm devletin adına işlem yapanlar tarafından gerçekleştirilirse toplum top yekûn helak olur. Zulmü yapanlar da bundan nasibini alır. Tarih zalim yöneticilerin zelil oluşlarına tanıktır. İran şahı, Filipinler başkanı ve Endenozya başkanının acıklı halleri zelilliğin birer misalidir.

Günümüzün dünyasında kılından, tüyünden sakalından, örtüsünden ve inancından veya bir başka isnatlar adına hakları gasp edilen, okullarından uzaklaştırılan, cehalete mahkûm edilmek istenen, kamu alanından tard edilenlerin sayısı bir hayli fazlalaşmaktadır.

Zulümdeki artış devletleri güçlendirmez. Bilakis yönetime ve yöneticiye duyulan güveni sarsar, güvensizliği arttırır. Zulüm halkla yönetim arasındaki güvensizliği derinleştirir.

Zulmün milletlerin yok oluşunun kaynağı olduğunu Suhreverdi: ”Millet fertleri (yönetilenler) her ne kadar kötü ve zalim de olsa eğer yöneticileri (idare mevkiinde olanlar) adaletli ve doğru yola çağırıcı ise, o millet asla helâk ve telef olmaz. Milleti idare edenler zalim ve kötü kişilerse o millet helâk olur”(1) biçiminde tespit eder.

Hülasa; zulümle hiçbir millet abâd olmadığı gibi, hiçbir monark, kral, sultan veya yönetici de abâd olmamıştır.

Olmayacak da.

Unutulmamalıdır ki, zulüm ile abâd olmak isteyenlerin sonu daima berbat olmuştur.

Bilumum kendini “güçlü” zanneden zalimler, unutmayın ki, zulüm sizi de yok eder.

Vesselam. 24.09.1999 

1-Ebu’nnecib, Suhreverdi:Yönetenlerin Yönetimi, (Hz.Hüseyin ALGÜL) ,İstanbul Tarihsiz, s.88.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?