15 Mayıs 2020 Cuma

Sadat ve Kubera (efendiler ve yöneticiler, büyükler)


Sadat ve Kubera (efendiler ve yöneticiler, büyükler)

Veysi Erken

             İçtimai hayatımızda bize yol ve yön gösterenler hep olmuştur ve olacaktır.
             Çocukluk döneminde en çok yol ve yön gösteren anne, baba ve yakın çevresidir.
            Günümüzde yakın çevreye internet ortamı ve televizyon hâkim olmuştur desek mübalağa etmiş sayılmayız.
            Tabii ki, hayatımızı kurgularken örnek aldıklarımız ve takip ettiklerimiz olacaktır.
            Rabbulalemin takip ettiklerinizi yanılmaz olarak görmeyin. Aksi takdirde sizi yanıltabilir ve cehenneme gitmenize yol açabilir diyor.
             Şahsen hep bu şekilde düşündüm. Gruplarda büyük dediklerimizle yol arkadaşlığımız hep bu minvalde oldu.
            Bizim anlayışımıza "açıklık en doğru yoldur" düsturu hâkim oldu.
            Bu bağlamda, Kur'an'ı Kerim'i okuduğumuzda "Sadat" ve " Kubera" kavramlarıyla karşılaşırız. Ayetlerde:
"Yüzleri ateşe çevrildiği gün, "Keşke Allah’a itaat etseydik, resulü dinleseydik" diyecekler.
            Ve ekleyecekler: "Rabbimiz! 
             Biz efendilerimizi ve büyüklerimizi dinledik, onlar da bizi yoldan saptırdılar.
             Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları ağır bir şekilde lânetle!" Ahzab 66-68" diye belirtilir.
            Bu ayetler yönetici ve büyüklerin konumunu ve hangi durumlarda onlara uyulup uyulmayacağı açıkça belirtiyor.
            Umarım ki, içinde bulunduğumuz yapıların büyük ve yönetici konumundakilerini bu ayetler ışığında değerlendirerek, yanılmaz olarak görmeyiz.
             Ayetleri esas alıp düşündüğümüzde, kitleyi peşinde sürükleyen, sürüklemeye çalışan yöneticilerin eylemlerinin açık olmasının gerekliliği sonucu ortaya çıkar.
            Kapalı kapılar ardında iş ve görüşmeler yapan kitleyi yanlış yola sevk eder.
            Günümüzde bunun misalleri çoktur.
            Kapalı kapılar ardında veya tescilli olanların evlerinde, karanlık dehlizlerde görüşmeler ve ittifaklar kurarak, ekran karşısında inkâr edenlerin yanıltıcı olacaklarını aklımızdan çıkartmamamız gerekir.
            Bilinmelidir ki, hüsrana uğradığımızda cezadan kurtulamayız.
             Ancak onlar, bir başka deyişle yöneticilerimiz için Rabbulaleminden iki kat ceza talep ederiz.
            Başta kendime olmak üzere bütün tanıdıklarıma tavsiyem şudur.
            Yöneticilerimizi ve büyüklerimizi sorgulayalım.
             Karanlık mekânlarda, karanlık kişilerle görüşüyorlarsa onları terke edelim.
             Merhum bir büyüğümüz falan yeri ve yöneticiyi niye terk ettin diye sorduklarında, "İmam imanı terk etti, ben de imamı terk ettim" diye cevap vermişti.
            Rabbulalemin bizi büyükleri için iki kat azab ver diye dua edenlerden eylemesin.
            Rabbulalemin, Hakkı ve hakikati zamanında fark edip büyük denilen cücelerin şerrinden bizleri muhafaza  etsin.
            Selam ve sabırla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?