17 Ocak 2017 Salı

Müfredat Programları Değişikliği Teklifi



Müfredat Programları Değişikliği Teklifi

Veysi ERKEN

            Müfredat Programında değişikliğe gidilecekmiş. Ön görülen değişiklikler açıklanmış ve tartışılsın diye bakanlığın ifadesiyle askıya çıkarılmıştır.
            Tabii ki, yerli ve milli bir zihne sahip olmayanlar hemen devreye girmiş ve insanımızın kafasını karıştırmaya başlamışlardır.
            Esasında bu konu hakkında yazmayı hiç düşünmüyordum.
            Bir yerde mecbur kaldım.
            Özellikle öğretmen dediğimiz insanların sorularıyla muhatap olunca yazma ihtiyacı hissettim.
            Öncelikle şu soruları yönelttim öğretmenlere ve “aydın” denilen cühelaya.
            Müfredat nedir?
            Program nedir?
            Maalesef bu iki kelimeyi bile bilmeyenler muhtevayı (içerik) tartışmaya çalışıyorlar.
            Ne diyeyim.
            Cahil cesareti derler ya.
            Öğretmenlerimiz de bu durumda.
            Maalesef sadece öğretmenlerimiz değil “aydın, yazar, sanatçı, bilim adamı vs.” denilenlerin de farkı yoktur.
            Denilebilir ki, bahsi geçenlerin tamamı, yerli ve milli olmayan medyanın içindeki “medya şeytanları” tarafından yönlendiriliyor. Bunların etkisinde kalanlar kavramları bilmeden konuşuyor, karşı çıkıyor.
            Eh ne diyelim.
            Bari biz bu iki kelimeye açıklık getirelim.
            Acaba müfredat ve program nedir? Neleri ihtiva ediyor?
            Müfredat: “1. Basit, bileşik olmayan şeyler 2. Toptan bilinen şeylerin ayrıntıları 3. İşlenilecek ve öğretilecek konuların listesi” anlamlarına gelmektedir. Program ise “dersin sıra ve düzenini belirleyen basılı kâğıt”ı ifade etmektedir.
            Müfredat programlarındaki ön görülen değişiklikleri tartışanlar art niyetli olmasalar ilk önce şu soruyu sormaları gerekirdi diye düşünüyorum.
            Müfredat hangi “maarif”i kapsamalıdır.
            Bilindiği üzere “maarif” en kısa ifadesiyle bilgi ve kültür anlamlarına gelmektedir.
            Dolayısıyla müfredat programları değişen şartlara (bilgi, beceri, kültür) uyum sağlaması gerekir. Kısaca pratiği olmayan bilgi, beceri, hüner ve maharetlerde ısrar etmek ülkeye fayda sağlamaz. Durumu bir misalle izah edecek olursak otomotiv sanayinin geliştiği, yazılım teknolojisinin hayatı kuşattığı bir dönemde okullarda semercilik bilgisinin öğretilmesi anlamsızdır.
            Dolayısıyla müfredat programı bu yönü (bilgi) ile dinamik olmak mecburiyetindedir. Belki biraz mübalağalı olacak ama -benim gibi düşünenlere göre- müfredatın bu yönü günlük değişmelidir.
            Bilindiği üzere “derisini değiştirmeyen yılan ölür” anlayışı talim ve terbiye için de geçerlidir. Okullar geleceği kurgulayan bilgileri müfredat programlarına dâhil etmezlerse ölürler.
            Gelelim müfredatın kültür boyutuna, kültür bilgi ve becerinin yerinde kullanılmasını ve inanç ilkelerinin bireylere kavratılarak yaşanılmasını sağlamayı ifade eder.
            Bilgi ile bir aleti, aracı veya dinamiti geliştirirsiniz, kültürle o aleti, aracı veya dinamiti yerinde ve zamanında kullanılmasını öğretirsiniz. Tabii ki, bunu ancak değerlerle inşa edersiniz. Mesela bizim inancımıza göre bir nefsi haksızca katletmek bütün insanlığı katletmek gibidir. Dolayısıyla müfredat gereği geliştirilmesini sağladığınız alet, araç ve dinamitin insanı yok etmede kullanılamayacağını inancınıza dayalı kültürle öğretirsiniz.
            Bu izahtan sonra gönül ister ki, askıya çıkarılan müfredat programları bu mantık ve zaviyeden tartışılsın.
            Aksi takdirde “havanda su dövülmüş” olur.
            Yıllardır adında “milli” olan bakanlığın -“medya Şeytanları”nın etkisinde kalarak- yaptığı budur.
            Bakanlık medya şeytanlarının ve tağşiş edilmiş zihinlerin ifsadına aldırmadan “maarif”in gereğini yapmalı ve müfredat programlarıyla âleme nizam verecek nesillerin yetişmesine öncülük etmelidir.
Selam ve Sabırla…
NOT: Taslak müfredat programı tartışmak isteyenlere tavsiye linke bağlanınız ve görüşlerinizi belirtiniz.  İlgi-bilgi-katkı için:     http://mufredat.meb.gov.tr/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?