31 Ocak 2017 Salı

 İmtiyazlara Hayır


 İmtiyazlara Hayır



  Veysi ERKEN



               

Hak ve adaletten yana tavrı olanlar ilkeli olur. Hak olanı herkes için görür. Reddedilmesi gerekeni de herkes için reddeder.

                Kendimi bildim bileli imtiyazlara karşı oldum. Bunu yazılarımla da ortaya koydum. CHP Adana vekilinin 2 milyona yaklaşan iletişim faturası dolayısıyla bazıları imtiyaz konusunda ahkâm kesiyor.

İmtiyaz çokmuş.

 Sorun CHP’li vekilin başkanlık divanı üyesi sıfatı ile millete ödettiği fatura değil, İMTİYAZ sorunudur.

İMTİYAZ ve AYRICALIK tamamen kaldırılmadıkça sorun devam edecektir.

                Bilindiği üzere kamu adına iş görenlerin giderleri kamudan karşılanmaktadır. Yani vergi adı altında toplanan gelirlerden karşılanmaktadır.

                Kamudan elde edilen gelirler kamunun menfaatine harcanması gerekirken seçilmiş veya atanmışların kendilerine özel ayrıcalık ve imtiyaz tahsis etmesi “adalet” ilkesinin yok edilmesidir.

                Bu bağlamda bütün İMTİYAZLAR ortadan kaldırılmalıdır diyorum. Hiçbir vekilin veya bürokratın imtiyazı olmamalıdır.

                Bu şekilde düşünmeyen samimi değildir.

                Bütün vatandaşların aynı hak ve özgürlüklere sahip olması adalet ilkesi gereğidir.  Meramımı ifade etmek için yıllar önce yayınladığım “adalet ve imtiyaz” başlıklı yazımı olduğu gibi sizlerle paylaşıyorum.

“Sahnelenmekte olan “kapatma” ve “çete” oyununun ana fikrini kavramak için “satır araları”nı okumak gerekir diye düşünüyorum.

                Bu oyunlarda dikkatimi çeken birkaç ifade söz konusu olmuştur Başbakan topluma seslenirken “bizden imtiyaz beklemesinler, adalet talep etsinler” diyor. Fehmi koru imtiyaz peşinde koşanların Tayyip Erdoğan’a mektuplar yazdıklarından dem vurmakta. Engin Ardıç başbakana “ver kurtul” tarzında nasihatte bulunmakta. 

                Toplumu bir nebze de olsa rahatlatacağı umulan Anayasa değişikliğinin rafa kaldırılmasının nedeni “imtiyaz” talepleri mi?

                Gerçekten bir imtiyaz talebi varsa kimlerden geliyor. İmtiyaz talebinde bulunanların fikren, zihnen, aklen, hissen ve inanç olarak kökleri yabancı mı?

                Yaklaşık on yılda bir ülkemizin dengesini bozan imtiyaz peşinde olan bu gruplar mı?

                Kimlerden oluşuyor bu gruplar.

                Yoksa Oktay Ekşi’nin “BİZ bir "imtiyazlılar ülkesiyiz" ya... Milletvekili imtiyazlıdır; vali imtiyazlıdır; gazeteci imtiyazlıdır; yargıç imtiyazlıdır; savcı imtiyazlıdır; polis imtiyazlıdır; asker imtiyazlıdır... Kısaca, sokaktaki insanımız yahut tarlasındaki köylümüz hariç bu ülkede herkes imtiyazlıdır.

İmtiyazlı insan bu kadar çok olduğu için de bir türlü "demokrasimizi" istediğimiz demokrasi, "hukuk devletini" de özlediğimiz hukuk devleti noktasına getiremiyoruz. Çünkü o zaman gücü gücü yetene kuralı devreye giriyor. Bedelini de geri kalmışlıktan kurtulamayarak hepimiz ödüyoruz. Hürriyet, 16.11.2007” tespiti yerinde mi?

Lafı uzatmaya gerek yok?

Danıştay baskını ile başlayan ve kapatma davası ile sürdürülen darbe süreci yerli olmayan “imtiyaz”lıların bir tezgâhıdır.

Bilişim teknolojilerinin gelişmesi imtiyazlarının devamından başka ülkeyle akrabalığı olmayan bu grubun senaryosu gün ışığına çıkmıştır.

Artık uyanma zamanıdır.

Adalet herkes için gereklidir.

Unutulmamalıdır ki, adalet kanunla değil hukukla sağlanabilir.

Başbakana sesleniyorum.

İmtiyaz için size mektup yazanları, tehditler savunanları, Anayasa değişikliğini rafa kaldırtanları açıklayınız.

Oktay Ekşi’nin ifadesiyle sokakta veya tarlada olmaktan başka bir imtiyazı olmayan bizler “adalet” istiyoruz.

Neo-con ergenekon’a sağlanan imtiyazların ve dokunulmazlıkların bitirilmesini talep ediyoruz.

Dokunulmazlık ve imtiyaz derken her türlüsünü kast ediyoruz. Hiçbir kişi, vekil, kurum, kuruluş ve yapı “la yüs’el” olmamalı ve herkes yaptıklarından sorgulanabilmelidir.

Unutulmamalıdır ki, imtiyazlılara dokunmaktan korkanlara imtiyazlılar dokunur.

Toplum imtiyazlılara dokunamayan yönetimleri affetmez. Onları günahlarıyla birlikte tarihin derinliklerine gömer.

Selam ve Sabırla… 30.03.2008”













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?