8 Ocak 2017 Pazar

Siyonist haçlı zihniyetinin Uşaklarının da Farkındayız



Siyonist haçlı zihniyetinin Uşaklarının da Farkındayız

Veysi ERKEN

            Bir önceki yazımda Siyonist haçlı zihniyetine uşaklık yapanlarla bugünün hainleri arasında fark olmadığını belirtmiş ve bununla ilgili günümüze ışık tutan bir yazıdan iktibas yapacağımı belirtmiştim.
            “Türkiye’yi Parçalama Planları”  isimli çalışmaya seksenli yıllarda mukaddime yazan değerli hocam Süleyman Hayri Bolay’ın “Türk Beldelerinin Taksiminden Türkiye’nin Taksimine” başlıklı yazısından bir parça.
            “Dün, Jön Türkler; hürriyet adına kendi devletine, padişahına, halifesine, Balkanlı komitacılarla, batılılarla birlikte küfürler ve hakaretler savuruyordu. Halbuki komitacıların ve batılıların bir gayesi vardı da, bunu yapıyorlardı. Bizimkiler ise, sadece âlet idi. Vasıta olarak kullanılıyorlardı. Dün batılılar koca bir imparatorluğu yıkıp bölüşmek için, Haç’ın karşısındaki en büyük engeli ortadan kaldırmak gayesi ile bu üstün gayreti güdüyorlardı. Bugün de, bu gayeyi bırakmış değiller. Bunca batılılaşma gayretlerine, batıya yamanmalara ve taklitçiliğe, bizi biz yapan değerlerden çok şeyler feda etmemize rağmen, batılının, Rus’un gayesinin değişmemesi, yahut sadece üslubu değiştirmesi aklı başında kimseleri şaşırtmayacaktır.
            Dün Türk beldelerinin taksimi için planlar hazırlanıyordu. Bugün de avuç içi kadar Anadolu’yu parçalamak için dışta ve içte çeşitli planlar hazırlanıyor ve bir hayli taraftar bulabiliyor.
            Ciddi ne bir tarih kültürüne, ne bir tarih felsefesine, ne de dolayısıyla tarih şuuruna sahip nesiller yetiştirdiğimizi iddia edemeyiz. Gayri ilmi bilgi ve tarih düşmanlığı resmi tarih kitaplarına bile girmiştir. Yeni yetiştirdiğimiz nesillerin beğenmediğimiz çeşitli hareketlerini, bilhassa bizden kopanların, yeni Haluk’ların, durumunu bu köksüzlüğe bağlamak isabetli olmaz mı?
            İslamiyet zuhur ettiği günden bu yana, adeta Hıristiyanlığın ve Yahudiliğin ufkunu kapatmıştır. Kişilere ve milletlere kazandırdığı köklü dinamizm ile ruhlarda ve kafalarda derin inkılaplar yapmış yeni bir medeniyetin doğmasına sebep olmuştur. Bu ilahi nuru karartmak isteyen çeşitli Haçlı teşebbüslerinin karşısına 9 asır Türk Sultanları çıkmışlardı. Yetiştirdiğimiz nesillere, bugün Türk Hükümdarlarının ve Hakanlarının gayretlerinin “Küffar"ın heveslerini kursağında bırakmak olduğunu, hepsinin “İlay-ı kelimetullah” gibi yüce bir idealin peşinde koştuğunu, İslam ile büyüyüp yüceldiğimizi, ecdadımızın kuru ve boş bir cihangirlik davasında olmadıklarını, “Hilal- Salip” kavgasının bir zihniyet ve bir medeniyet kavgası olduğunu öğretebilseydik, mutlaka bugünkü endişeli duruma gelmezdik. Bugünkü duruma, siyasetten, ilimden, felsefeden ve medeniyet tarihinden habersiz, halaskâr(!)lar ve akıldaneler yüzünden geldik. Aynı yoksunluk içindeki bu günün ideologları da gençlerimizin katı ve cahil kalmasına, hatta kendi kendimize düşman olmalarına sebep olmaktadırlar.
            Dün “nizam-ı âlem” idealine sahip olan Osmanlı’nın elinden, söz sahipliğini alan batı, bugün kendi elinden alınarak, bu hakkın Marksist dünyaya geçmesinden korkmaktadır. Bu arada İslam dünyasının ve bu dünyanın asırlarca bayraktarlığını yapan Türkiye’nin de kendi şuuruna ermesinden korkmaktadır. Bunun için mücadelemiz çok yönlü olmalıdır. Çünkü cephe çoktur. Zira sosyalist ve kapitalist dünya, İslam ve Türk düşmanlığında anlaşabiliyor.
            Türk’ü İslam’dan uzaklaştırmak için yapılan teşebbüslerde tam netice alamamışlardır. Bu onları tedirgin etmektedir. Batılılar bizlere artık “Kafir Türkler” demiyorlar. Çünkü İslam’ı vicdanlara hapsettiler. Bu milletten kopan bazı kimselerin, bu konuda, kendilerini geçmiş olmasından memnun olmaktadırlar. Fakat onların haçlı zihniyetini bırakmaları mümkün değildir. Bu hususta uyutma gayretlerine karşı uyanık bulunmak lazımdır. Haçlı ruhunun sönmeyeceğini ve sadece şekil değiştirerek devam edeceğini Kıbrıs harekatından sonraki hadiseler anlatmaya yeter sanırım.”
            Yeter mi?
            Yeter artar bile.
            Unutulmamalıdır ki, Siyonist haçlı zihniyeti biz yıkmak, parçalamak ve dağıtmak için içimizden nasıl Haluk’lar yetiştirmişse bugünde aynı yöntem ve planlarla DAEŞ’leri, FETÖ’leri ve bunlarla iş tutanları yetiştirmişlerdir.
            Dün Haluklar azdı. Bugünün haşhaşileri milyonları bulmuştur.
             Bilinmelidir ki, İnsan yetiştirme düzenimizde “Bizi biz yapan değerleri” esas almazsak Siyonist haçlı zihniyeti içimizde pek çok Haluk yetiştirmeye devam edeceğinden şüphem yoktur.
            Kısaca özümüze dönüş ve kendi dinamiklerimize göre tedrisat felahımızın başlangıcıdır. Biz içimizdeki haçlı zihniyetlilerin farkındayız. Bu coğrafya ne Siyonist haçlılara ne uşaklarına bırakılmayacaktır.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?