6 Ocak 2017 Cuma

Ülkemizi Parçalamaya Çalışanların Farkındayız



Ülkemizi Parçalamaya Çalışanların Farkındayız

Veysi ERKEN

            Olay ve olguları doğru okuyup, öğrenip anlamlandırırsak tedbirimizi alabiliriz. Son olayları tahlil ederken bazı kitaplardan bahsetmiş ve olayların geçmişini, perde arkasını irdelemeye çalışmıştım.
            Yüz yıl önceden hazırlanmış olan ve özeti “Türkiye’yi Parçalama Planları” adıyla neşredilmiş kitaptan, bunun uygulaması olan “Barışa Son Veren Barış” isimli hacimli çalışmadan ve “İsrail Mitler ve Terör”den bahsetmiştim.
            Bu çalışmalardan bahsetmemden rahatsız olanlara bakıyorum hepsi köleleştirilmiş, zihinleri tutsak edilmiş ve mankurtlaştırılmış birer yaratık olduklarını görüyorum.
            Ülkemizi yok etmek isteyen Siyonist haçlı zihniyetinin anlaşılması için son kitabı okumak yeter, artar bile.
            Şahsen ben son planın yetmişli yıllardan itibaren adım adım işletildiğini düşünüyorum.
            Özellikle Rusya’nın (o günkü adıyla Sovyetler birliği) Afganistan’a müdahalesi ve buna direnen grupları destekleme adı altında ABD’nin oraya girişi ve Ziya’ul-Hak’ın şehid edilmesi ile planın işletilmeye başladığını rahmetli Türgut Özal’ın zehirlenmesiyle devam ettirildiğini düşünüyorum.
            Belirli bir plan dâhilinde Rusya’ya karşı başarılı olan gruplar birbirine düşürülmüş ve yerlerine el kaide adı ile bir taşeron ikame edilmiştir.
            Bu taşeron örgüt marifetiyle hem Türkistan coğrafyasının hem de İslam imajı yerle yeksan edilmeye çalışılmış ve üzülerek belirtelim ki, başarı sağlanmıştır.
            Bu taşeron örgüt marifetiyle Irak’ta DAEŞ adıyla bir örgütlenmeye gidilmiş ve İslam’a aykırı her türlü eylem İslam adına İSLAM coğrafyasında gerçekleştirilmiştir.
            Tabii ki, burada asıl hedef Türkiye olarak seçilmiş ve besledikleri, büyüttükleri, finanse ettikleri örgütlerle hainliklerini devreye sokarak ülkemizi imhaya kalkışmışlardır.
            Sadece bahsi geçen kitaplar okunursa yıkım senaryosunun nasıl sahneye konulduğu, taşeronlarının kim/kimler olduğu kolaylıkla anlaşılır.
            Bilinmelidir ki, adı FETÖ olsun, DEAŞ olsun veya başka bir şey olsun fark etmez. Bu örgütlerin tamamı Siyonist haçlı zihniyetinin taşeronlarıdır, uşaklarıdır, piyonlarıdır.
            İslam’ın Kaynağı olan Kur’an-ı Kerimde açıkça belirtildiği gibi bir nefsi haksızca katletmek bütün insanlığı katletmek gibidir ve bu örgütler taşeron olduklarından haksızca, ahlaksızca ve İslamsızca efendilerine hizmet için insan katletmektedirler.
            İnsanları haksızca ve hunharca katletmekle kalmıyor bu iblisler aynı zamanda coğrafyamızı insansızlaştırmaya, insanımızı topraksızlaştırmaya çalışıyorlar.
            Tabii ki, bunları/ iblis ve uşaklarını teşhir etmek yeterli değildir.
            Önemli olan bu zihniyetin planlarını bozmak İslam coğrafyasına ve bütün insanlığa huzurlu bir ortamı tesis etmektir.
            Bunun için gerekli adımları atmak yönetim için farzdır.
            Türkiye huzurun, adaletin ve barışın kaynağı olabilecek yegâne melcedir. Siyonist haçlı zihniyeti bunu ortadan kaldırmak için bütün uşaklarını devreye sokmuş vaziyettedir.
            Ülkemiz Siyonist haçlı zihniyetinin bütün planlarını boşa çıkaracak yetkinliktedir.
            Yeter ki, inanalım, birliğimizi ve dirliğimizi muhafaza ederek uygun adımları atalım ve yatırımları yapalım.
            Bu yatırımlar hem zihniyet anlamında hem beşeri kalkınma anlamında olmalıdır ki, içimizdeki piyon ihanet şebekeleri bitsin, teknolojide, uzayda ve kısaca her alanda yön veren ülke olalım.
            Bunu beceremezsek içimizde yeni Tevfik Fikretler ortaya çıkmayacaktır.
            Zihniyetimizi “İlayı Kelimetullah” doğrultusunda inşa edebildiğimiz gün “âleme nizam” verebilir duruma geliriz. Aksi takdirde dünün Jön Türkleri gibi bugünün Con Türkleri cirit atmaya devam edeceklerdir. Biz Con Türklerin ve pakradunilerin farkındayız, bu ülkenin bütün sevdalıları farkında mı?
            Acaba!
            Gelecek yazıda kıymetli hocam Süleyman Hayri Bolay’ın kaleme aldığı “Türk Beldelerinin Taksiminden Türkiye’nin Taksimine” başlıklı takdim yazısından bir parça ile dünden ilhamla bugünü anlatmaya çalışacağım inşallah.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?