16 Aralık 2020 Çarşamba

İslâmve Müslüman Düşmanlığı

 

İslâm ve Müslüman Düşmanlığı

 Veysi Erken

           Siyonist haçlı zihniyetinin İslâm ve Müslüman düşmanlığını anlıyorum.

            Yadırganacak bir durum değildir. Zihniyetlerinin gereğini yapıyorlar ve yapacaklardır.

Çünkü iblisin çocuklarıdırlar.

            Esasında yadırgadığımız ve daha tehlikeli bulduğumuz Müslüman görünümlülerdir.

             Özellikle medya denilen iletişim araçlarında mebzul miktarda bu sefillerden ve şeytanlardan mevcuttur.

            Bilhassa cami inşaatı, diyanet veya İmam Hatip için tahsis edilen arsa veya binalar, diyanetin bütçesi, kadro vb. konular düşmanlığın göstergesidir.

            Bunlara ilaveten çocukların camiye götürülmeleri, bir kaç ayet veya duayı beraber okumaları düşmanlık için delil olmaktadır.

            Bunlar yetmez tabii ki, gayrı Müslim olanlar için.

            Kur'an'ı Kerim'de geçen kavramları, Hz. Peygamberin uygulamaları bolca tahfif ederler.

            Mesela yağmur duası bunlardan biridir.

            Duayı bilmez, dua etmez sefiller. Ama dalga geçer.

            Diyaneti bilmez. Diyanet kira artışı ile esnafı perişan etti diye yazar müptezeller.

            Son dönemlerde bunlara ingiliziyun hindiyun tarikatının müntesipleri ve fetö uşakları eklemlenmiş ve bir kaç ahlaksız yüzünden ilahiyat ve İmam Hatip camiasına saldırılar arttırılmıştır 

            Maalesef bir avuç azgın azınlık her gün İslâm düşmanlığını yaptığı, hakaretler yağdırdığı halde Müslümanlar kendilerini savunamaz durumda. Hatta İslami hayatı onların mantığıyla tartışır hâle dönüştü Müslümanlar.

            Tabii ki, bunun en önemli sebebi mevzuatın azınlık kesimin lehine olmasındandır.

            İslâm düşmanlığı, kültür denilen yaşayış tarzı ile ilgili düzenlemelerle de karşımıza çıkmaktadır. Kısaca yaşayış tarzımız İslâm dışı kurallarla düzenlemektedir. Bilhassa mevzuat denilen yazılı dayatmalara gerçekleştirilmektedir.

            İstanbul sözleşmesi, lanzarote vs. bunların başında yer almaktadır.

             İslâm düşmanlığı yapan bu görünümlüler baltanın sapı hükmündedir.

            Hani "Çınar ağacı" hakkında hikâye vardır ya.

            Hatta bir kitabın adı da "baltanın sapı bizden"dir. Kitapla ilgili bir yazı yazmıştım. O yazıyı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz. https://48491.forumromanum.com/member/forum/forum.php?action=std_show&entryid=1093954562&USER=user_48491&threadid=2

            Neyse size çınarın hikâyesini nakledeyim. “Köylünün biri çınar ağacını balta ile kökünden kesmeye çalışıyormuş. Baltayı her vuruşunda çınar inliyormuş, köylü baltayı vurdukça çınarın inlemesi hıçkırıklara dönüşmüş. 

    Köylü etkilenmiş, “Çınar niye inliyorsun, ağlıyorsun? Ben görevimi yapıyorum, bu çınarı kes dediler baltayla kesiyorum” deyince Çınar dile gelmiş.

    “Ey köylü kardeş, ben sana kızmıyorum, sen görevini yapıyorsun. Elindeki baltanın çelikten yapılmış kesen kısmına da kızmıyorum. Benim inlememin sebebi o baltanın sapını birkaç gün önce benim dallarımdan yaptılar.

    Şimdi benim dallarımdan yapılan baltayla beni kesiyorsun; inlememin, ağlamamın sebebi budur demiş."

            Bizim üzüldüğümüz de İslam düşmanlığı yapanların bizden görünmesi veya gösterilmesidir.

            Kısacası ülkemizdeki baltaların sapı Müslüman kılıklı ve görünümlüdür.

            Bunların verdiği acı ve ızdırap daha derindir.

            Selam ve sabırla...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?