13 Ekim 2023 Cuma

Şerefini ve Haysiyetini Kaybedenler

 Şerefini ve Haysiyetini Kaybedenler

Veysi ERKEN Dr.

Şerefli ve haysiyetli miydiler?

Evet, böyle biliniyorlardı.

Ne zaman ki, haksızlıklar, zulümler, katliamlar ile ilgili konuşunca haysiyet ve şereflerinin olmadığı veya kaybolduğu ortaya çıktı.

Hz. Ali r.a. “Haksızlık karşısında susanlar hem hakkını hem de şerefini kaybeder” diyordu.

Evet.

Haksızlık ve vahşet Türkistan’da, Karabağ’da, Filistin’de, Gazze’de ve dünyanın pek çok mazlum coğrafyasında devam ederken “hamas terörü” veya “doğu Türkistanlıların Terörü”nden bahsedenler için söylenebilecek bir tek şey vardır.

Ya şerefsiz ve haysiyetsiz idiler veya haysiyet ve şereflerini kaybetmişlerdir.

Maalesef çınarımızı devirmek isteyenler içimizdeki bu şerefsiz ve haysiyetsiz kurtçuklardır.

Bilindiği üzere “Çınarı Deviren rüzgâr değil içindeki kurttur….!”

Devletler ve milletler böyledir.

Milletler ve devletler “çınar“ ağacına benzer. Bilindiği üzere “çınar” uzun ömürlü ve fırtınalara, rüzgârlara, boranlara dayanıklıdır.

İçine kurt düştü mü ömrü kısalır, dayanıksız hale dönüşür ve en ufak rüzgâra dayanamaz devrilir.

Haysiyet ve şeref yoksunu kurtçuklar şunu bilmelilerdir ki; Hz. Ali’nin r.a. tabiriyle “Eğer zalim ısrarla zulme devam ediyorsa bil ki sonu yakındır. Eğer mazlum da ısrarla direniyorsa bil ki zafer yakındır”

Evet.

Mazlumlar direndikçe zafer yakındır. Nasrun minellah ve fethun karib ayeti tecelli edecek haysiyetsiz ve şerefsizlere rağmen.

Şeyh Şamil, Osman Batur, Cahar Dudayev, Ömer Muhtar ve Şeyh Ahmet Yasin bunun için sesleniyorlardı ümmete.

Merhum Şeyh Ahmed Yasin şöyle sesleniyordu ümmete.

"Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!

Allah'ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum!

Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah! Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim! Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belâlarının estiği biriyim! Tek isteğim, benim gibi Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır!

Siz ey Müslümanlar!

Suskun ve aciz, helâk olmuş ölüler! Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felâketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak? Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak! Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken? Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış! Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilâtları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı?

Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye;"Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü'min kullarına yardım et!" diye çağıramaz mı? Buna da mı gücünüz yetmiyor?

Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak:

"Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!"

Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız! Bizden teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz, Allah'ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarız bizim aleyhimize olmazsınız!

Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!

Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları!

Allah'ım, sana şikâyette bulunuyorum..!

Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikâyet ediyorum. Sen mustazafların Rabbisin... Sen bizim Rabbimizsin... Bizi kime bırakıyorsun? Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı?

Allah'ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikâyette bulunuyorum, sana şikâyette bulunuyorum!

Gücümüz dağıldı... Birliğimiz bozuldu... Yollarımız ayrıldı... Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini sana şikâyet ediyoruz!”

Evet.

Bizler de içimizdeki haysiyetsizleri ve şerefsiz kurtçukları şikâyet ediyoruz.

Selam ve Sabırla… 13.10.2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?