4 Kasım 2023 Cumartesi

Benzetilenler Hamas Terörü ve Militanı diyor

 Benzetilenler Hamas Terörü ve Militanı diyor

Veysi ERKEN Dr.

Müslüman olmak demek “vahyin(Kur’an)” bildirdiği akideye (iman esaslarına) inanmak ve ona göre yaşamadır.

Bunun ötesi yoktur.

Maalesef Müslümanlar (Türkiye’de olduğum için kendi ülkemin insanını biliyorum) bu ilkelerden büyük oranda uzaklaştırılmış ve hayat tarzı başka ilkelere göre değişmiştir. Başka bir ifadeyle inandığı (İslami akide) gibi değil, yaşadığı gibi inanmaya başlamıştır.

Bunda Siyonist haçlı zihniyetince kendilerine benzetilenlerin rolü büyüktür.

Bir nevi başkalaşmış ve başkalaştırılmışlardır.

Bunun en önemli faktörlerinden birisinin Sabatayistlerin ve türevlerinin içimizde ve her alanda etkin olmalarıdır.

Bilindiği üzere Sabetaycılar “Müslüman dini görüntüsü altında Ortodoks Yahudilikten farklı olarak Tora-Kabbala ekolüne bağlı bir sistem geliştirdiler.”(1)

Sabetaycıların “akideleri (inanç esasları) tamamen İslam dışı olmakla beraber zahiri olarak “Müslüman” görünen bir anlayışa sahip oldukları ayan beyandır.

Sabetaycıların inanışları gereği “Benzeme-Benzet” (2) ilkesini benimsemiş olduklarından asla Müslüman’a benzeme, gerçek imana sahip ve vahye uyma dertleri olmadığı gibi Müslümanları kendilerine “Benzetme” çabasından da asla vazgeçmiş ve ya vazgeçecek değillerdir. Bu inanışlarının gereğidir.

Müslümanların hayatını tahlil ettiğimizde bu tahribatı ve değişimi anlıyoruz maalesef.

İster mevzuat zorlamasıyla, ister moiz cohenin Türkçüleri ve Asenaları, ister kitle iletişim araçlarının etkisiyle ister başka sebeplerle deyin fark etmez üzülerek belirtiyoruz ki, Müslümanların yaşayışları büyük ölçüde Sabetaycıların yaşayışına dönüşmüştür. Gazze’deki soykırım bu tipler tarafından görmezlikten geliniyor.

Artık Müslümanların ekseriyeti sabetaycılara benzemiştir.

Neredeyse her haramı helal veya mubah görür vaziyete dönüşmüştür.

Faizden tutun, teşhirciliğe veya sapkınlığa varan davranış değişikliği günlük yaşayış haline gelmiştir.

İşini faiz üzerinde kurmayan bir kişiyi bulmak neredeyse zordur.

Ahlaki davranışı küçümsemeyen kişi kalmamıştır diyebiliriz.

“Bir kereden bir şey olmaz” diyerek her türlü haram, hırsızlık, edepsizlik ve şerefsizlik mubah olarak görülmeye başlanmıştır.

Üzülsek de bu gerçeklik etkilidir ve Sabetaycılar  “Benzeme- Benzet” ilkeleri doğrultusunda Müslümanları dönüştürmüşlerdir.

Artık saldırı sadece Sabetaycılardan değil onlarla özdeşleşmiş olanlar tarafından gerçekleşiyor.

Son günlerde şiddeti artan ve bazı kavramlar ve kişiler üzerinde inşa edilen saldırıları bu zaviyeden okumak mecburiyetindeyiz.

Okuyamazsak İslam’la Müslümanlaşarak kurtulmamız mümkün görünmüyor.

Peki,  kurtulmak mümkün mü?

Elbette mümkündür.

Hz. Peygamber Muhammed Mustafa’nın sav yöntemini ve izini takip etmekle mümkündür.

Hani Peygamber “Güneşi sağ elime, Ay’ı sol elime verseniz de davamdan/ inandığım ilkelerden vazgeçmem” diyordu ya. Biz Müslümanlar olarak bulunduğumuz makam, mevki, içtimaî konum ne olursa olsun ilkelerimizden vazgeçmeyiz dediğimizde bu durumdan ve vaziyetten kurtuluruz.

Tabii ki, yönetimde yer alanların buna uygun mevzuatı hazırlamaları ve uygulamaları şarttır.

Mevzuat hazırlama (Kanun çıkarma, yönetmelik ve tüzükleri yürürlüğe koyma) yetkisini elinde bulunduranların vebali çok büyüktür.

Umarım ki, “benzeme-benzet” ilkesini zorla veya sinsice bize dayatan ve bu şekilde ailemizi dağıtan, yuvaları yıkan, şiddet ve cinayetleri arttıran yapı ortadan kaldırılır. Gazze ve diğer mazlum coğrafyalar özgürleşir.

Ve böylece İslam ile İslamlaşırız.

Kısaca “ya yeni hal ya izmihlal”

Sadece Türkiye’de değil, bütün Müslüman coğrafyalarda “Ya İslam’la İslamlaşırız ya da yıkılarak/dağılarak ve ahlaksızlaşarak cehennemin yolunu tutarız.”

Selam ve Sabırla… 04.11.2023

 

1-Ilgaz Zorlu, Evet, Ben Selanikliyim Türkiye Sabetaycılığı, Belge Yayınları, 7. Baskı, İstanbul-1999, S.22

2-A.g.e. s.22

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?