22 Ocak 2024 Pazartesi

Gazze "Sıradan"laştırılmamalı Unutulmamalı Unutturulmamalıdır

 Gazze Sıradanlaştırılmamalı Unutulmamalı Unutturulmamalıdır

Veysi ERKEN Dr.

GAZZE

Katliam, vahşet, soykırım, işgal, insansızlaştırma ve topraksızlaştırmanın devam ettiği yer.

Siyonist haçlı zihniyetinin yüz yıldır soykırımına maruz kalan mazlumlar coğrafyası.

Vatanımız, Mukaddesatımız, ecdadımızın emaneti.

Siyonist haçlıların çaldıkları vatanımız, diyarımız, toprağımız ve sevdamız.

“Enkaz-ı beşer”e çevrilen yer.

İslam toplumlarının “kıyam”ını gerektiren yer.

Acil hem de acil bir şekilde insanların akması ve vahşeti durdurması gereken yer.

Heyhat vicdanlar kurudu, ahlak iflas etti, iman göğüslerden çekildi. Devletler, milletler ve bireyler sessizliğin karanlığına gömüldüler.

Adeta Gazze’yi sıradanlaştırdılar, vakıayı adiyeden saymaya başladılar.

Medyayı dinliyorum ve seyrediyorum.

Gördüğüm manzara sayılardan ibaret.

Şu katar kişi şehid edildi, o şehir bombalandı.

Etraf sadece bina yıkıntıları ile değil “enkaz-ı beşer” ile dolu.

Evet.

Vicdanlılara, insan olanlara, insan kalanlara sesleniyorum.

Gazze vakıayı adiye değildir, sıradan bir olgu değildir. Siyonist haçlı katillerinin ve uşaklarının sürekli vahşetin, katliamın, soykırımın ve cinayetlerin işlendiği yerdir.

Bunu unutmadan ve gecikmeden müdahale edilmeli ve soykırım durdurulmalıdır.

Herkes gücü nispetinde bunu yapmakla mükelleftir.

Sorumludur.

Vazifesini yapmayan hesaba çekilecektir, cezasını çekecektir “ukba”da.

Biliyoruz ve inanıyoruz Allah kişiye/nefse kaldıramayacağı yükü yüklemez. Demek ki, yüklenmemiz gereken yükü yüklenmekle mükellefiz, mesulüz ve sorumluyuz.

Elimizle, dilimizle ve buğzumuzla.

Hz. Muhammed Mustafa yaşayışıyla bize örnek/ usve-i hasene olmuştur. Bize şunu telkin etmiştir. “Bir kötülüğü gördüğünüzde, karşılaştığınızda onu elinizle ortadan kaldırmaya, düzeltmeye çalışınız. Gücünüz yetmiyorsa dilinizle gidermeye çalışınız. Buna da gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğz ediniz” tarzında yol göstermiştir.

Gönlümüz, vicdanımız ve gözyaşlarımız mı kurudu da Gazze’deki vahşete karşı sessiz duruyoruz, vakıayı adiyeten zannedip “sıradan”laştırıyoruz.

Utanın.

Filistinli çocuk;

“Utanın, utanın, (utanma duygusunu kaybetmediyseniz) utanın; yazıklar olsun size!”  diye haykırıyordu yıllardır.

Seyredin, seyredelim ve utanalım. Belki o küçük sabi artık yaşamıyordur bile.

https://www.youtube.com/watch?v=_FgC8ORB5_Q

Utanmalıyız. Tabii ki, utanmamız bitmediyse, duamız yok olmadıysa.

Hâsılı kelâm.

Ümmetimizi, milletimizi ve bütün vicdan sahibi olanları intibaha, duaya ve gücü nispetinde müdahaleye davet ediyorum.

Sivil Toplum kuruluşları neredesiniz.

Atalarımız gibi “ahî”ce davranınız, kardeşlerimizin imdadına yetişelim.

Allah Allah diyenler artık Siyonist haçlı zihniyetinin efendilerine, uşaklarına ve katillerine yallah yallah demelerinin zamanı gelmiş hatta geçmiştir.

Unutmayalım “unutmak pusudur, yok olmaktır”

Şimdi yok olmak zamanı değil, ihya ve dirilme zamanıdır.

Gönülleri birleşenlere, uzaklarda dertleşenlere selam olsun.

Gazze’yi, Türkistan’ı, Afrika’yı, Arakan’ı ve bütün dünyanın mazlumlarını unutmayanlar selam sizlere.

Selam ve Sabırla… 22.01.2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?