24 Ocak 2024 Çarşamba

İman Ameli Gerektirir

 İman Ameli Gerektirir

Veysi ERKEN Dr.

Bizler elhamdülillah Müslüman'ız diyorsak, Allaha teslimiyetimizi gerektirir.

Davranışımız, fiillerimiz, eylemlerimiz ve bütün amellerimiz bu çerçevede cereyan etmesi icab eder.

Nitekim ayetlerde; “Rabbimiz Allah’tır!” deyip sonra da özde ve sözde dosdoğru olarak inanç, amel ve ahlâkta sapmadan doğru yolu tâkip edenler var ya, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar cennetin yârân ve yoldaşlarıdır; yaptıklarının bir mükâfatı olarak orada ebedî kalacaklardır. Ahkaf 13-14

Bu iki ayet şu şekilde kısaca tefsir edilmektedir “İman ve amel dinin iki direğidir, bunlara sahip olanların ebedî kalmak üzere cennete girecekleri çeşitli vesilelerle ifade buyrulmuştur. Burada ameli temsil eden istikamet kelimesi, Allah rızasını kazandıran davranışlar mânasındaki amel-i sâlihin itidal ve devam üzere olması demektir. İşte bu mânada istikamete sahip olanlar, davranışlarıyla imanlarına sadık kaldıklarını da ortaya koymuş olmaktadırlar (İstikamet için bk. Fussılet 41/30). https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahk%C3%A2f-suresi/4523/13-14-ayet-tefsiri

Aynı minvalde şu ayetler de iman ve amelin İslam’ın iki direği olduğunu ve iki unsurun birbirini tamamlaması gerektiğini anlatır. “Rabbimiz Allah’tır” deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: “Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin! Fussilet-30

30. âyette, belirttiğimiz niteliklerin en önemlileri olan, hatta bir bakıma onları da kuşatan şu iki nitelik öncelikle zikredilmektedir:

a) Allah’ı rab tanımak,

b) Dosdoğru çizgide yaşamak.

Hz. Peygamber de kendisinden sımsıkı sarılacağı temel ilkenin ne olduğunu soran bir sahâbîye, “Allah’a inandım de ve sonra dosdoğru ol” buyurmuşlardır (Müsned, III, 413; Müslim, “Îmân”, 62).

Bu tevhid, insan varlığının en yüksek amacı, bütün yetkinlik şartlarının en önemlisi kabul edilen mârifetullahı da içerir. Mârifetullahın bir ifadesi olan “Rabbim Allah’tır” ikrarı gönüllere her türlü şekten şüpheden uzak bir şekilde işleyince bu ikrar, insanın duygu, düşünce ve eylem dünyasına da yansıyarak onu doğru, iyi ve adaletli çizgiye yöneltir. Âyette bu yöneliş, dosdoğru çizgide yaşamak diye çevirdiğimiz istikamet kavramıyla ifade edilmiştir. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Fussilet-suresi/4248/30-32-ayet-tefsiri

Aynı surede nasıl yaşamamız gerektiğinin delillerini açık bir şekilde buluruz. “Allah’a çağıran, dine ve dünyaya yararlı iş yapan ve “Ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kim vardır? İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş! Bu sonuca ancak sabırlı olanlar ulaşabilir, yine buna ancak (erdemlerde) büyük pay sahibi olanlar ulaşabilir. Eğer şeytandan sana bir fitleme gelirse hemen Allah’a sığın! Allah işitendir, bilendir. Fussilet 33-36"

Ayetlerden anladığımız şudur.

ALLAH rabbimdirdir diyerek imanını ikrar eden kişinin ameli buna göre şekillenmeli, kamet ve istikametinde sapma olmaması gerekir.

Kametimiz, ilkelerimiz ve kurallarımız rabbimiz Allah’tır inancına uygunsa amellerimiz, fiillerimiz ve eylemlerimiz buna göre şekillenmeli, bakış tarzımız ve zaviyemiz doğru olmalıdır.

Bir misalle bitirmek istiyorum. Rabbimiz olan Allah  “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. Tevbe-119” ve “Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız. Hucurât-10” diyor.

Demek ki, Allah’ı rab biliyorsak amellerimiz bu ayetlere göre şekillenmeli, doğru ve sadıklarla bir olup Gazze’ye ve dünyanın her yerindeki mazlum olan, şiddete, soykırıma, vahşete ve işgale uğrayan, yok edilmeye çalışılan kardeşlerimize yardım etmekle mükellefiz.

İmanımız bunu gerektirir.

Selam ve Sabırla… 24.01.2024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?